Son zamanlarda terör
örgütünün sınırımızda oluşturduğu güvenlik sorunları sebebiyle ilk önce Pençe
Kartal Operasyonu yapılarak havadan terör hedeflerinin vurulmasından sonra Türk
Silahlı Kuvvetleri hemen ardından kara operasyonunu olarak Pençe Kaplan Operasyonunu
başlattı. Mehmetçik teröristlerin girilemez dediği Haftanin’e girdi.
Haftanin Bölgesi; PKK
Terör Örgütünün baskısı nedeniyle sivil halk tarafından boşaltılmış yaklaşık 20
köyden oluşan bir alanı kapsıyor. Haftanin’de; Güli ve Sındi aşiretlerinin yarı
yarıya köyleri varken şimdi ise sadece PKK’lı teröristler kol geziyor. Halk
defalarca köylerine geri dönmek istese de terör örgütü halkı silah zoruyla
bölgeden çıkarıyor. Ayrıca PKK Terör Örgütü tarafından Irak’ın Kuzeyinde 500
köy silah zoruyla boşaltılmıştır.[1]
Haftanin’i önemli kılan
özelliği ise terör örgütünün eğitim kampı olmasıdır.[2] Ayrıca dağa çıkan yeni örgüt üyelerinin toplandığı
ve örgütle ilk tanıştırıldığı yerdir.
Bir diğer özelliği ise PKK’nın yeni
Kandil’i diye nitelendirilen Sincar’a açılan kapı olarak da ön plana çıkmasıdır.[3] Türk
Silahlı Kuvvetleri bu bölgeyi hallettikten sonra PKK artık Haftanin’de
barınamaz. Çünkü birliklerimiz burada kalıcı üsler kuracaktır.[4]
Buradaki amaç örgütün Türkiye ve Suriye’ye ikmal ve lojistik hatlarını
kesmektir. Böylelikle bu bölge
halledildikten sonra PKK’nın ikinci kandili olarak nitelendirilen Sincar’a
yönelip Türkiye bu PKK meselesini de tarihe gömecektir. Böylelikle PKK terör örgütü
en azından Türkiye içerisinde tarihe gömülecektir.
Bu operasyonlar
vesilesiyle TSK’nın harekât kabiliyetinin artışını da belirtmeden geçmek
istemiyorum. Özellikle TSK’nın içerisine yuvalanmış olan FETÖ’cülerin büyük
oranda temizlenmesi sonucunda TSK daha aktif operasyonlar yapmaya başladı. Bu
da karar vericilerin elini Libya, Suriye ve Irak örneklerinde görüldüğü üzere dış
politikada önemli derecede güçlendirdi. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri dünya
ülkeleri gözündeki caydırıcılık ilkesini daha da güçlendirdi.
Libya’da ve
Suriye’deki düşük yoğunluklu çatışmalarda başarılı operasyonlar yapması
özellikle Libya’nın kaderini değiştirmesinde önemli bir rol oynaması Türk
Silahlı Kuvvetlerinin imajını arttırmakla beraber caydırıcılık ilkesini de
sağlamlaştırdı.
TSK’nın yurt içinde ve
yurt dışında Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe
Operasyon’larındaki başarıları adım adım dünyaca izleniyor. Yapılamaz denilen
harekâtların başarıyla yapılması dünyanın şaşkınlığına sebep oluyor. Bu da
ister istemez dünyanın Mehmetçikten çekinmesine neden oluyor. Bu sebeple
Türkiye’nin her yaptığı operasyona karşı çıkılıyor.
Siyasi ve diplomatik baskı
yapılıyor. Ancak TSK’nın sahadaki başarılarını masada ve diplomasi de
kaybetmeyen güçlü bir siyasi irade var. Bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
kararlı tutumu diğer yandan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin verdiği destek
Türkiye’yi siyasi ve diplomatik olarak güçlü kılıyor. Bunun yanında İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu ve asker kökenli olan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın
da yurtiçi ve yurt dışı operasyonlarda verdikleri mücadeleleri de unutmamak
gerekir.
Göreve geldiği günden
beri teröre karşı etkin mücadele veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun
belirttiği sayıya göre yurt içinde 438 terörist kaldı.[5] Bu
teröristlerde yok edildikten sonra Süleyman Soylu, Türkiye’de PKK’yı bitiren
Bakan olarak tarih kitaplarında yerini alacaktır.
Önümüzdeki günlerde
Türkiye’nin terörle mücadele başarısı daha da net görülecektir.
[2] “Komandolar Kuzey Irakta PKK’ya Bitirme
Vuruşu”, Türkiye Gazetesi, 18
Haziran 2020
[3]“ Haftanin Neden Önemli?”, Milliyet Gazetesi, 18 Haziran 2020
[4] E. Albay
Mithat Işık, “Komandolar Kuzey Irakta
PKK’ya Bitirme Vuruşu”, Türkiye
Gazetesi, 18 Haziran 2020
[5] Süleyman
Soylu, “Yurt İçinde 438 Terörist Kaldı”, Türkgün Gazetesi, 18 Haziran 2020