Kubilay Muhammet Özdemir[1]
GİRİŞ
İsrail’in
uzun zamandan bu yana Afrika ile ilgili derinden ve sessiz giden bir politikası
var. 2008 yılından itibaren Afrika Devletleri ile özellikle ekonomik
ilişkilerini güçlendiren İsrail aynı zamanda Mağrip El Kaidesi, Boko Haram ve
Deaş gibi terör örgütleriyle mücadele eden bazı Afrika ülkeleriyle güvenlik
konusunda işbirliğine gitmiştir.[2]
Ayrıca İsrail geçmiş
yılların inişli çıkışlı politik süreçlerinden sıyrılıp daha avantajlı bir
konuma yükselmiştir. Birleşmiş Milletlerde Filistin Sorununun çözülmesiyle
alakalı kapasite yetersizliği ile birlikte Körfez ülkeleri ile yaşanan
yakınlaşma da İsrail’i özgüvenli bir politika uygulamaya yöneltti.
Bununla birlikte İran’ın Ortadoğu etkisini
kırmakla beraber Katar ve Türkiye’yi İslamcılığın “kötü yüzü” olarak gösterip
işbirliğine gittiği diğer taraftaki Suudi Arabistan ve Birleşik Arap
Emirlikleri ile birlikte “ılımlı İslam” imajını köpürterek meşrutiyet kazanmaya
çalışıyor.[3]
İsrail Başbakanı
Benyamin Netanyahu en son 2016 yılında
gittiği Uganda ziyaretinde anlaşma sağlayamayıp geri dönmüştür. Ancak Şubat
ayında sürpriz bir ziyaret yaparak Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni ile
yaptığı görüşmenin ardından Netanyahu, İsrail ile Uganda arasında doğrudan
uçuşlar başlatmak ayrıca Kudüs’e Uganda elçiliği açmak istedikleri teklifinde
bulundu. Uganda Cumhurbaşkanı ise bu tekliften hoşnut olduklarını ve
değerlendireceklerini belirtti. [4]
Netanyahu Uganda
ziyaretinde ise Afrika politikası için şöyle diyecekti. “İsrail Afrika’ya geri dönüyor ve Afrika’da İsrail’e dönüyor.”[5]
Uganda’ya düzenlediği
ziyaret sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu’nun en büyük sürpriz hamlesi ise Sudan’ın Askeri
Geçiş Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ile yaptığı görüşme oldu. Bu
görüşme Birleşik Arap Emirlikleri aracılığı ile yapıldı ve sonrasında ise
İsrail ile Sudan arasında hava sahasının açılması ve iki ülke arasında sivil
uçuşlara izin verilmesi kabul edildi. Buna karşılık Netanyahu ise ABD Başkanı
Donald Trump’ın Sudan’ı teröre destek veren ülkeler arasından çıkarılması için
ikna edeceği sözünü verdi.
[6]
İSRAİL’İN AFRİKA’YA ÖNEM VERMESİNİN
AMACI
İsrail’in Afrika’ya
önem vermesinin amacı öncelikle jeopolitik ve stratejik öneminden dolayıdır.
Bununla beraber Birleşmiş Milletlerdeki oy çokluğu İsrail’in Afrika ile çok
özel olarak ilgilenmesinin temel amaçları arasındadır. İsrail bu nedenlerle
Afrika’daki etkinliğini siyasi ve ekonomik alanlarda arttırmak istiyor. Afrika
devletleri ile ilişkilerini düzelttiği takdirde Afrika devletlerinin hem Arap
Birliği hem de İslam Birliği Teşkilatı üyelerinin neredeyse yarısını
oluşturduğu düşüncesiyle İsrail’in siyasi alanda büyük oranda eli güçlenmiş
olacaktır.[7]
Bu yüzden İsrail’in
Afrika kıtası ile siyasi, ekonomik ve askeri öncelikleri kadar önemli olan dış
politika tercihleri arasında kıtada ilişkilerin kesildiği veya diplomatik
ilişkilerin henüz sağlanamadığı ülkelerle yakınlaşma çabaları var. Bunun bir
diğer sebebi de 2017 yılında ABD’nin Kudüs tasarısıyla ilgili olarak Birleşmiş
Milletlerde yapılan oylamada Afrika kıtasından sadece Togo ve Güney Sudan’ın
İsrail lehine oy kullanmış olması da gösterilebilir. Şu da unutulmamalı ki
dünya üzerindeki 194 ülkenin 54’ünün Afrika kıtasında olması ve bu ülkelerin
uluslararası kuruluşlarda önemli bir oy gücüne sahip olmasından dolayı, İsrail
Afrika kıtasının stratejik önemini Birleşmiş Milletlerde Kudüs oylamasından
sonraki dönemde bir kez daha dikkate almak mecburiyetinde kalmıştır.
Bunun için
İsrail aracılar vasıtasıyla Afrika ile ilişkilerini düzeltmeye çalışıyor. Bu
aracı ise Birleşik Arap Emirlikleri’dir. BAE, İsrail’in Afrika kıtasındaki
kirli ilişkilerini yürüten ülke olarak son dönemlerde ortaya çıkmıştır. İsrail’in Libya üzerindeki nüfuzunun artması
ve Sudan ile ilişkilerin normalleşmesi ve Uganda’daki görüşmeler ve varılan
anlaşmaların arka planında BAE’nin olması bu durumun en somut örnekleri
arasındadır.[8]
Trump’un, Kudüs’ü
İsrail’in başkenti olarak tanımasının ardından Afrika Birliği ülkelerinin
bazıları bu kararı protesto ederek İsrail ile siyasi ilişkilerini kesmişlerdir.
Lakin bazı Afrika ülkeleri ise İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesmeyi açık
bir şekilde reddetmişlerdir. Trump’un kararına Togo destek verirken Güney
Sudan, Uganda, Ruanda, Kamerun ve Benin çekimser kalarak örtülü destek
vermişlerdir.[9]
Fakat 14 Mayıs 2018’de
Tel Aviv’deki Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyan ABD’nin verdiği resepsiyona
Angola, Kamerun, Kongo Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Fildişi
Sahilleri, Etiyopya, Kenya, Nijerya, Ruanda, Güney Sudan, Zambiya gibi
ülkelerin diplomatik misyonları katılma kararı aldılar. Ancak bu karar üzerine
Somali, Sudan, Tanzanya, Mısır, Fas, Tunus, Cezayir, Güney Afrika Cumhuriyeti
Afrika ülkelerinde Filistin halkı için destek gösterileri düzenlenmiş, Afrika
Birliği Komisyonu Başkanı Faki Muhammed ise ABD’nin Kudüs kararından dolayı derin
endişe duyduğunu ifade etmişti: “Afrika
Birliği, Filistin halkıyla var olan dayanışmasını yinelemektedir ve Filistin
halkının bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan meşru devlet arayışlarını
desteklemektedir” dedi.[10]
İSRAİL’İN AFRİKA İLE İLİŞKİLERİNİ
GELİŞTİRME POLİTİKASI
Filistin meselesi sebebi
ile bazı Afrika ülkelerinin tavır almasından dolayı İsrail’in Afrika ile
ilişkilerini diplomatik olarak geliştirmek istediği net bir şekilde
anlaşılıyor.
[11]
Bu sebeple İsrail, Afrika’daki Yahudi nüfusunun lobi faaliyetlerini etkin bir
şekilde kullanıyor. Bununla beraber İsrail’de yaşayan Etiyopya asıllı Falaşa
Yahudileri de çok ciddi bir ağırlığının olduğu biliniyor. Yine tüm bunlarla
beraber Müslüman nüfusun yoğun olduğu Gine ile siyasi ilişkiler kuruldu.
Senegal ile bozulan ilişkiler düzeltildi. Ayrıca Senegal ile tekniksel ve
tarımsal konularda anlaşmalar yapıldı.[12]
Böylelikle İsrailli iş
adamları Gine, Senegal ve Fas’a çeşitli yatırımlar gerçekleştirdi. İsrail bu
politikaları uygulayarak Afrika’dan siyasi destek sağlamak ve başka kazanımlar
elde etmek istiyordu. Onun için İsrail Mashav[13]’ı
devreye soktu. Mashav öncelikli olarak Etiyopya, Gana, Kenya, Ruanda, Senegal,
Güney Sudan ve Uganda’da faaliyetler gösterdi. Ayrıca Burkina Faso, Kamerun ve
Togo’ya ayrı bir ilgi beslediği bilinmektedir. Bu ülkelerin yanı sıra Mashav;
Kenya, Liberya, Zambiya, Sierra Leone ve Eswatini (eski adı Svaziland) gibi
ülkelerde çeşitli projelerle güçlenme başladığını söylemek yanlış olmaz.
İsrail sınırlı su
kaynaklarına sahip olmasına rağmen modern tarım ve sulama tekniklerinde
fazlasıyla başarılı, ileri teknoloji ve hibrit tohumlar kullanması sayesinde
taze ve oldukça verimli ürünler de elde ediyor. Afrika’nın bu teknoloji imkânlarının
olmamasından da faydalanıyor. Böylelikle İsrail kendi sınırlı su kaynaklarını
kullanmak yerine Afrika’nın çokça zengin su kaynaklarını kullanmayı
hedeflediğini söyleyebiliriz.
Bu yüzden İsrail Maslav
aracılığıyla Kenya, Etiyopya, Ruanda ve Senegal gibi ülkelerle ortaklaşa
gerçekleştirdiği projeler ile yoksullukla mücadele, teknoloji inovasyonu ve
teknoloji ihracatı konusunda Afrika ile ilişkilerini güçlendiriyor. Hatta geri
dönüştürülmüş atık suların kullanımı ile çiçek, sebze ve meyve yetiştirilmesini
sağlayan İsrail, Afrika ülkelerine kırsal kalkınma ve tarım desteği de veriyor.
[14]
SONUÇ
İsrail’in derinden ve
stratejik bir yol izleyerek Afrika’yı kendi çıkarları için kullanmaya çalışması
gözle görülüyor. Bu yüzden geçmiş yıllarda kesilen veya bozulan siyasi
ilişkilerini yeniden tesis etmeye çalışıyor. Böylelikle Afrika ülkelerinden hem
Birleşmiş Milletlerdeki oy çokluklarından yararlanarak Filistin meselesindeki
engelleri kaldıracak hem de Afrika’nın yer altı zenginlerinden faydalanacaktır.
Bu sebeple Afrika ülkeleri ile askeri, siyasi, ekonomik olarak ilişkileri
düzeltmeye çalışıyor. Ancak bazı Afrika ülkeleri ile zaten düzeltti. Çünkü bu
ülkelerle Mashav aracılığıyla projeler yapılıp uygulamaya konuldu. Bugün
Mashav’ın internet sitesine baktığınızda Afrika uygulanan tarımsal projeleri
görürsünüz.
Bununla beraber İsrail
şirketler aracılığıyla Afrika’ya yatırımlar yaparak yer altı kaynaklarından
yararlanmak istediği görülüyor. Çünkü Afrika elmas, altın gibi madenler
bakımından zengin bir ülkedir.
İsrail’in amaçları
bellidir. Afrika’da, Akdeniz’de ve Ortadoğu’da söz sahibi olmaya çalışmak. İsrail,
Afrika konusunda akıllı ve stratejik bir yol izliyor. Bu nedenle dikkatli
olunmalıdır.
[1]
Kubilay Muhammet
Özdemir, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı Tezli Yüksek
Lisans Öğrencisi, İstanbul 2020. (benimtarihim1923@gmail.com)
Kısaca
Tanıtım; öğretmen ve tarihçi yazar, Academia.edu’da makaleleri olmak üzere
kendi blogger sitesinde de yazıları vardır. https://kubilaymuhammetozdeemir.blogspot.com/
[2]
Fatih Şemsettin Işık, “Yeni Dönemde
İsrail’in Afrika Politikası”, https://www.perspektif.online/tr/jeopolitik/yeni-donemde-israilin-afrika-politikasi.html
, Erişim Tarihi: 14 Nisan 2020
[3]Işık,
“a.g.m.”, https://www.perspektif.online/tr/jeopolitik/yeni-donemde-israilin-afrika-politikasi.html,
Erişim Tarihi: 14 Nisan 2020
[4] Muhammet Emin Esmer, “İsrail’in Afrika Politikasında Uganda’nın Önemi”, İNSAMER, 19.03.2020, s.1
[5] Tuğrul
Oğuzhan Yılmaz, “İsrail’in Yeni Afrika
Politikası”, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/israilin-yeni-afrika-politikasi/1253872,
Erişim Adresi; 13.09.2018
[6] Işık, “a.g.m.”, https://www.perspektif.online/tr/jeopolitik/yeni-donemde-israilin-afrika-politikasi.html, Erişim Tarihi: 14 Nisan 2020
[7]
Tuğrul Oğuzhan Yılmaz, “İsrail’in Yeni
Afrika Politikası”, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/israilin-yeni-afrika-politikasi/1253872,
Erişim Adresi; 13.09.2018
[8]
Osman Kağan Yücel, “İsrail’in Yeni Afrika
Politikası BAE Üzerinden Yürüyor”, Erişim Adresi; https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israil-in-yeni-afrika-politikasi-bae-uzerinden-yuruyor/1738368,
19.02.2020
[9]
Tuğrul Oğuzhan Yılmaz, “İsrail’in Yeni
Afrika Politikası”, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/israilin-yeni-afrika-politikasi/1253872,
Erişim Adresi; 13.09.2018
[10]
Yılmaz, “a.g.m.”, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/israilin-yeni-afrika-politikasi/1253872,
Erişim Adresi; 13.09.2018
[11] Muhammet Emin Esmer, “İsrail’in Afrika Politikasında Uganda’nın Önemi”, İNSAMER, 19.03.2020, s.1
[12]
Yılmaz, “a.g.m.”, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/israilin-yeni-afrika-politikasi/1253872,
Erişim Adresi; 13.09.2018
[13] Mashav yani İsrail Uluslararası
Kalkınma İşbirliği Ajansı demek. Google’den girdiğimizde hakkında kısmında kısa
tanımı şöyle; “Gelişmekte olan dünyanın geri kalanıyla
İsrail'in kendi hızlı gelişiminin temelini oluşturan bilgi ve teknolojileri
paylaşmak amacıyla 1957'nin sonlarında başlatıldı.
1948'de bağımsızlığa kavuştuktan sonra,
bilimsel araştırma ve teknolojik gelişme, ülkenin modern bir devlet haline
gelmesi için yeniden inşa edilmesinde kilit faktörlerdi. Büyüyen bir
ülkenin kıt doğal kaynakları olan zorluklarını karşılamak için yeni ve
yenilikçi teknolojiler geliştirilmiştir.”
[14]
Yılmaz, “a.g.m.”, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/israilin-yeni-afrika-politikasi/1253872,
Erişim Adresi; 13.09.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder