Filistin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Filistin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Eylül 2024 Cuma

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI’NA AÇIK MEKTUP


 

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ  - Bismillahirrahmanirrahim.

Sayın İslam İşbirliği Teşkilatı’nın değerli 57 ülkesi,

İslam İşbirliği Teşkilatı dört kıtaya yayılmış 57 üyesi ile Birleşmiş Milletlerden sonra dünyada kurulmuş ikinci büyük örgüttür. Hatta daha ilginci bu teşkilat, işgal altındaki Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’nın yakılması olayının ardından 25 Eylül 1969 günü Fas Krallığı’nın Rabat şehrinde gerçekleştirilen tarihi zirve kararıyla kurulmuştur. Daha da ilginci “Filistin ve Kudüs İşleri Dairesi” bu teşkilat içerisinde büyük bir daire olarak kurulmuş ve Filistin davasına ayrıca önem verilmiştir.

Fakat siz değerli üyelere en ilginç şeyi söyleyeyim. Mescid-i Aksa için kurulan ve ayrıcalıklı departman kurulan hatta Filistin’in de üye olduğu bu teşkilat, İsrail’in günlerdir sürdürdüğü katliamı engelleyememiştir. Binlerce şehit edilen sivil için bir şeyler yapamamıştır.

İslam İşbirliği Teşkilatı, Filistin halkını İsrail’in katliamına terk etmiştir. Türkiye hariç 56 İslam ülkesi Amerika’nın şımarık çocuğu olan İsrail’e karşı direnememiştir. Ancak İsrail Başbakan’ı Netanyahu, ABD Kongresi’ne girişte Temsilciler Meclisi üyelerince Rashida Tlaib hanım hariç herkes ayakta alkışlamıştır. İsrail’in katilliğini alkışlamakta en az katiller kadar Filistin’deki katliama ortak olmak demektir. Bu nedenle ABD Kongresinde, Netanyahu başta olmak üzere onu alkışlayanlarda savaş suçlusu olarak yargılanmalılardır.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın değerli üyeleri İslam’a ve ona inan müminlere savaş açıldığında kâfirler topluluğunun nasıl birleştiğini görüyorsunuz.

56 İslam ülkesi neden birleşip Filistin’e sahip çıkmıyor? Halbuki inandığımız Kur’an Kerim’de Yüce Allah biz inananlara Enfal Sûresi ile şöyle seslenmedi mi?

“Ey İnananlar, eğer bir düşmanla karşılaşacak olursanız başarıya ulaşmanız için direnin ve Allah’ı çok anın, Allah’a ve elçisine itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Yoksa içinize korku düşer ve gücünüz gider. Ey, inananlar inkâr edenlerin güçlü ordusu ile karşılaşacak olursanız sakın onlara arkanızı dönüp kaçmayın.”

Yine Tevbe Sûresi 36. Ayette şöyle buyrulmaktadır: “Nasıl Allah’a ortak koşanlar size karşı birlikte savaşıyorlarsa sizde onlara karşı birlikte savaşın ve bilin ki Allah sakınanlarla birliktedir.”

Az önce Kur’an-ı Kerim’den yazdığım ayetler başta olmak üzere şimdi yazacağım Tevbe Sûresi 38. Ayet tam da İslam İşbirliği Teşkilatı’nı anlatmaktadır: “Ey İnananlar, Size ne oldu ki Allah yolunda topluca savaşa çıkın denildiğinde yere çakılıp kaldınız? Yoksa ahireti bırakıp dünya hayatını mı tercih ettiniz? Oysa dünya hayatının nimetleri ahirete göre çok azdır.”

Değerli İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üyeleri birbirinizle çekişmeyin, ülkelerinizi emperyalizme peşkeş çekmeyin. Modern sömürgecilere karşı boyun eğmeyin. Tarihte yaptığınız hataları yapmayın ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin etrafında birleşerek zalimler topluluğuna karşı birlikte mücadele edin.

Bu çağrımı ve dünya ne de sizler karşılıksız bırakmayın.

Muhakkak Allah her şeyi gören ve işitendir. Bu dünya hayatının geçici ahiretin ise ebedi olduğunu unutmayın. Allah’ın rızası için mazlumların yanında olun.

Tarih Bilim Uzmanı Kubilay Muhammet Özdemir

                                                                  Türkiye / İstanbul

 

 

AMERİKAN BAŞKANI JOE BİDEN’İN EŞİ JİLL BİDEN HANIMEFENDİYE AÇIK MEKTUP

 

Sayın Bayan Biden,

Size Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan bir tarihçi olarak bu açık mektubum ile sesleniyorum. Lütfen sesime kayıtsız kalmayınız. Size bu mektubumu yazma amacım tamamen sizin annelik duygularınıza hitap etmek içindir. Annelik duygularınıza hitap etmemin sebebi İsrail’in aylardır Filistin’de sürdürmekte olduğu soykırımdan dolayıdır. Çünkü bu soykırımda binlerce masum sivil ve bu sivillerin içerisinde binlerce masum çocuk katledilmiş ve halen bu katliam bütün hızıyla sürmektedir.

 

Lütfen bir anne olarak düşünün ve vicdanınızın sesini dinleyin. Hangi anne dokuz ay boyunca karnında taşıdığı ve büyük zorluklarla dünyaya getirdiği çocuğunun yaşamını yitirmesini görmek ister. Size soruyorum bir anne olarak böyle bir acı yaşamak ister misiniz?  

 

Kendi evlatlarınızın bir terör devleti tarafından uçaklardan atılan bombalarla veya sözde askerlerin açtıkları ateş ile hayattan koparılmasını görmek ister misiniz? Bence çocuklarını seven bir anne olarak bu soruma cevabınız hayır olacaktır. Onun için Filistinli anneleri de düşünmenizi ve empati yaparak kendinizi biran için olsun onların yerine koymanızı rica ediyorum.

 

Siz bir anne olarak “Anne veya First Lady Diplomasisi” yürüterek bu savaşın durmasını engelleyebilirsiniz. Filistinli bebeklerin ve çocukların ölmesini engelleyebilirsiniz. Dünyada hiçbir güç yoktur ki anne şefkatinden daha büyük bir güç olmasın.

 

Bu nedenle size bu mektubu kaleme alıyor ve çağrıma sessiz kalmayacağınızı ümit ediyorum.

 

Tarih Bilim Uzmanı Kubilay Muhammet Özdemir

                                                               Türkiye / İstanbul

ORTADOĞU’DA İT DALAŞI

Yazımın başlığı aslında İsrail ile İran’a çok güzel uyuyor. Çünkü Ortadoğu’da ikisi de it dalaşından başka bir şey yapmıyor. Çünkü ikisi de Ortadoğu’daki varlıklarını birbirlerine borçlular. İsrail bölgenin hâkimi benim derken İran’a kafa tutuyor. İran’da elindeki nükleer gücü kullanarak bölgeye gözdağı veriyor. Bunun içinde İsrail’e herhangi bir zarar vermeyen hava saldırıları yaparak bölgeye İran’dan başka kimse İsrail’e saldıramaz mesajı veriyor.  

Bu nedenle iki devlette birbirleri ile mücadele halindeymiş gibi gözüküp iki devlette yapacakları hamleleri perdelemekte başarılı oluyor.


Ancak her şeyi geçtim. En hazini bu zamana kadar Müslüman ülkelerin tamamının birleşip İsrail’i durduramamasıdır. Her gün kurşunlanan, başına bomba atılan ve kaderine terk edilen Filistin halkına sahip çıkamamasıdır.


Peki neden Müslüman ülkelerin tamamı böyle birleşememekte? İşte en hazin soruda budur? Osmanlı İmparatorluğu bölgede gücünü kaybettikten sonra Ortadoğu’yu Fransızlar ve İngilizler paylaştı. Birçok Arap aşireti lideri de Fransızlarla ve İngilizlerle anlaşarak Osmanlı’yı sırtından vurdu. Habil’in kardeşi Kabil’i şehit etmesi, sonrasında peygamber torunu olan Hz. Hüseyin’in susuz bırakılması ve şehit edilmesiyle bu topraklara hiçbir zaman huzur gelmedi. Bu olayların üzerinden yıllar sonra bölgeye huzuru getiren Türkler ise sırtından vuruldu. Yani Müslüman ülkelerin tamamı Allah’ın ipine sarılmak yerine gavurun vaatlerine sarıldılar. Böylece Nizam-ı Âlem için uğraşan ve Allah’ın adını dünyaya yaymayı ülkü edilen din kardeşlerini bu vaatlere sattılar.


Yoksa birilerinin televizyona çıkıp başımızda halife yok. Halifeliği kaldırdılar da onun için Müslümanlar ülkelerin tamamı birleşemiyor diye ahkâm kesmesinler. Ayrıca halifelik kaldırılmadı. Halifeliğin yetkileri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne devredildi. En son halifelik makamı Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne geçtiğine göre ve yetkileri de meclise devredildiğine göre meclis isterse kendi içerisinden birisini halife seçebilir. Ancak bu zamana kadar böyle bir şeye lüzum görülmemiştir.


Fakat Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye, Müslüman ülkeler başta olmak üzere birçok devlet ve o devletlerin bulunduğu kıta ve bölgelerle ilgilenmektedir. Günümüzde çok büyük bir diplomasi ağına sahiptir. Müslüman ülkeler içerisinde en saygını ve en güçlüsüdür. Hem siyaseten hem ekonomik hem de askeri güç unsuru olarak görmezlikten gelinebilecek bir ülke değildir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni uluslararası arenada en iyi şekilde temsil eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde birleşebilirlerdi. Fakat Ortadoğu ülkeleri Türkiye etrafından birleşmek şöyle dursun, Türkiye’nin terörle mücadele için yapmış olduğu sınır ötesi harekâtlara ilk başta karşı çıkıp kınamışlardır.


Bu nedenle Müslüman ülkelerin tamamının birleşememesinin Türkiye’nin cumhuriyet rejimine geçmesiyle veya halifeliğin yetkilerinin meclise devredilmesiyle bir alakası yoktur. Tamamen bu ülkelerin emperyalizmin maşası olmasıyla alakalı bir durumdur. Bu nedenle bu ülkeler bir gün emperyalizmin maşası olmaktan kurtulur ve Türkiye’nin liderliğinde birleşirlerse o zaman Filistin’de Doğu Türkistan’da ve dünyadaki zulüm gören bütün Müslümanlar kurtulacaktır.     

16 Kasım 2023 Perşembe

ISRAEL IS A STATE OF TERROR

 

Even war has morality, honor and dignity. For example, women, children, the elderly, in short, civilians are not touched. Then places such as hospitals, places of worship and schools are not hit. However, Israel continues its attacks on Palestine completely contrary to the laws of war and immorally. Israel is hitting civilian settlements, as well as hospitals, places of worship and schools. He is literally committing massacre and genocide in the  the eyes of the world. As usual, the United Nations remains silent about this genocide by playing the three monkeys. On top of that, the USA supports Israel's crime against humanity.

Israel added a new one to its massacres. It has  recently hit a hospital. He martyred hundreds of innocent Palestinian babies and children there. Has  humanity and law of war fits into this? The blood thousands of innocent people has been on Israel's hands for years and it is very civilized! America and Europe have  remained  silent about this. (Except a few countries)

The line "Civilization is a monster with only one tooth left" written by Mehmet Akif in our National Anthem immediately comes to mind. It really is, isn't it? Weren't those who were massacrers and barbarians always those who said they would spread so-called civilization to the world?

But for some reason, it is the Muslims and their states who are the so-called barbarians and terrorists. If this is not hypocrisy, what is?

When we look at history, there was blood and tears everywhere Europe occupied, from the newly discovered continents to the 19th century. Didn't the Portuguese and Spanish subject the Inca and Aztec Civilizations and Native Americans to genocide when they discovered America? Didn't France and England subject black people to genocide in Africa? Didn't the Allied Powers, especially the Greeks, subject the Turks to genocide when they invaded Anatolia? And didn't the Greek army disembowel pregnant women alive and bet on whether the child would be a boy or a girl? Didn't they attempt harassment and rape? There is no need to go back too far. When the USA invaded Iraq, didn't American soldiers torture thousands of Iraqis, rape their women and subject them to genocide? Again, aren't the Chinese still committing both ethnic and cultural genocide against the Turks in East Turkestan? Again, in Arakan, aren't Arakanese Muslims being subjected to genocide by Buddhists by burning them alive and torturing them?

But for some reason, these so-called civilized people don't do these things. Muslims do everything, right? Our religion, our nation and our ancestors certainly committed genocide. Nor did it force people to break away from their religion, language and culture. He always approached with tolerance.

I do not allow so-called civilized states that commit so much genocide and act like three monkeys to talk about Turkish history and Islam. Those who speak ill of Turks and Islam should  look at their own history firstly  and the oppression they committed.

Masjid al-Aqsa is the first qibla of Muslims. For this reason, it is important for the Turks and the entire Islamic world. For this reason, Israel should be trialed in the International Criminal Court for these unlawful attacks against civilians. But Europe should not play the three monkeys. There is a genocide going on. Genocide is a crime under international law. History and today's states cannot ignore this crime. History and humanity will not forgive those who continue to ignore. Most importantly, all Muslim states must wake up and unite around the Republic of Turkey and not make the same mistakes their ancestors made against the Turkish state in history.

Finally, I would like to say that one day Israel will answer to history and humanity for its inhumane massacres.

 

26 Ekim 2023 Perşembe

İSRAİL BİR TERÖR DEVLETİDİR

 

Savaşın bile bir ahlakı, şerefi ve haysiyeti vardır. Mesela kadınlara, çocuklara, yaşlılara kısacası sivillere dokunulmaz. Sonra hastane, ibadethane ve okul gibi yerler vurulmaz. Ancak İsrail, Filistin’e olan saldırılarını tamamen savaş hukukuna aykırı olarak ve ahlaksızca sürdürüyor. İsrail sivil yerleşim yerleri başta olmak üzere hastaneleri, ibadethaneleri ve okul gibi yerleri de vuruyor. Dünyanın gözü önünde resmen katliam ve soykırım yapıyor. Her zamanki gibi Birleşmiş Milletler de yapılan bu soykırıma üç maymunu oynayarak susuyor. Üstüne bir de ABD, İsrail’in yaptığı insanlık suçuna destek veriyor.

İsrail yaptığı katliamlara bir yenisi daha ekledi. Geçenlerde bir hastaneyi vurdu. Orada masum yüzlerce Filistinli bebekleri ve çocukları şehit etti. Bu hangi insanlığa ve hangi savaş hukukuna sığar. Yüzlerce binlerce masumun kanı yıllardır İsrail’in ellerinde ve o çok medeni! Olan Amerika ve Avrupa buna sessiz kalıyor. ( Birkaç ülke hariç)

Akıllara hemen Mehmet Akif’in İstiklal Marşımızda yazdığı “Medeniyet Dediğin Tek Dişi Kalmış Canavar” dizesi geliyor. Gerçekten de öyle değil mi? Katliamcı olanlar barbar olanlar hep dünyaya sözde medeniyeti yayacağım diyenler değil miydi?

Fakat ne hikmetse sözde barbar olan terörist olan Müslümanlar ve onların devletleri oluyor. Bu ikiyüzlülük değil de nedir?

Tarihe baktığımızda Avrupa’nın yeni keşfettikleri kıtalardan tutun da 19. Yüzyıla kadar işgal ettikleri her yerde kan ve gözyaşı olmuştur. Portekizliler, İspanyalılar Amerika’yı keşfettiğinde İnka ve Aztek Medeniyetini ve Kızılderilileri soykırıma tabi tutmadılar mı? Fransa ve İngiltere’de Afrika’da siyahileri soykırıma tabi tutmadı mı? Yunanlılar başta olmak üzere itilaf devletleri Anadolu’yu işgal ettiklerinde Türkleri soykırıma tabi tutmadı mı? Ve yine Yunan ordusu hamile kadınların karınlarını canlı canlı deşerek çocuk erkek mi kız mı olacak diye iddialaşmadılar mı? Taciz ve tecavüz girişimlerinde bulunmadılar mı? Fazla uzak bir tarihe gitmeye gerek yok. ABD, Irak’ı işgal ettiğinde Amerikalı askerler binlerce Iraklıya işkence yaparak kadınlara tecavüz ederek onları soykırıma tabi tutmadı mı? Yine Çinliler, Doğu Türkistan’da Türklere halen hem etnik hem de kültürel soykırım yapmıyor mu? Yine Arakan’da, Arakanlı Müslümanlar, Budistler tarafından canlı canlı yakılarak, işkenceler edilerek soykırıma uğramıyor mu?

Ama nedense bunları bu sözde medeni geçinenler yapmıyor. Her şeyi Müslümanlar yapıyor öyle mi? Bizim dinimiz bizim milletimiz ve atalarımız kesinlikle ne soykırım yapmıştır. Ne de insanlara zorla dininden, dilinden ve kültüründen koparmıştır. Her zaman hoşgörü ile yaklaşmıştır.

Bu kadar soykırımcılık yapıp üstüne bir de üç maymunu oynayan sözde medeni geçinen devletlere Türk tarihine ve İslam’a laf ettirmem. Türklere ve İslam’a laf edenler önce kendi tarihlere ve yaptıkları zulümlere baksın.

Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir. Bu sebeple başta Türkler ve bütün İslam âlemi için önemlidir. Bu nedenle İsrail sivillere karşı yaptığı bu hukuksuz saldırılar karşısında Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmalıdır. Ancak Avrupa üç maymunu oynamamalıdır. Ortada bir soykırım vardır. Soykırım uluslararası hukukta suçtur. Tarih ve günümüz devletleri bu suçu görmemezlikten gelemez. Görmemezlikten gelmeye devam edenleri ise tarih ve insanlık affetmez. En önemlisi ise bütün Müslüman devletlerin uyanması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti etrafında tek yürek olması ve tarihte de Türk devletine karşı atalarının yaptıkları hatayı yapmamaları lazımdır.

Son olarak şunu ifade etmek istiyorum ki İsrail bir gün bu yaptığı insanlık dışı katliamlarının hesabını tarih ve insanlık karşısında verecektir.


Diğer Yayınlar