Türk milliyetçiliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk milliyetçiliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mayıs 2023 Çarşamba

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ İLE BAŞLASIN TÜRKİYE YÜZYILI

 

28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri hayırlısı ile sonuçlandı ve Cumhur İttifakının adayı Sn. Recep Tayyip Erdoğan zaferle sandıktan çıktı. Türk milleti ferasetini sandığa yansıtarak yerli ve milli ittifakın adayını tercih etti. Böylece terörist başı Apo’nun heykelini dikmek isteyenleri, İHA/SİHA’lara dokunmak isteyenleri, FETÖ’cüleri ve PKK yandaşlarını hapisten çıkarmak isteyenleri sandığa gömerek vatan topraklarını ABD’den icazet alanlara teslim etmedi.

Çünkü Türk milleti oynanan oyunları da Erdoğan’ın devrilmesi için yapılan kirli pazarlıkları da ilk turdan sonra göstermelik milliyetçi olanları da gördü ve buna göre kararını verdi. İlk turda Türk milliyetçilerini kilit role getiren Sinan Oğan’da Cumhur ittifakına katılınca ikinci turda Sinan Oğan’ın seçmenlerinin büyük bir bölümü Sn. Erdoğan’ı tercih ettiğini sandığa yansıyan oy yüzdelerinden anlaşılmış oldu.

Böylece Cumhur İttifakı; küreselcilere, terör örgütlerine, PKK ve FETÖ hükümlülerine, Türkiye’nin Akdeniz’deki Mavi Vatan idealine, Suriye ve Libya’daki var oluşuna yine Türkiye’nin uluslararası arenada oyun değiştirici bir güç olmasına ve bölgesinde güçlü bir devlet rolüne karşı bir cephe oluşturarak “Milliyetçi – Muhafazakâr Cephe”yi kurmuş oldu. Bu bileşen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de yerini aldı. Temennim odur ki yeni kurulacak hükümetinde milliyetçi görüş ağırlıklı olmasıdır. Geçen haftalardaki yazılarımda da belirttiğim gibi “Türkiye Yüzyılı” Projesinin hayata geçirilmek istenmesi uluslararası arenada büyük yankısı olacaktır. Bu yankılarla mücadele etmek için en büyük destek milliyetçilerden gelecektir.

Ülkemizi işgal projesi olan hain 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uğraştığı düşman potansiyeli biranda değişti. Ne demek istiyorum? Önceden PKK veya kiralık terör örgütleri tarafından bir eylem yapılır ve bu eylem sonucunda Türkiye iç savunmaya geçer ve enerjisini bu terör olayları ile harcardı. Ne zamanki Türkiye kendi iç sorunlarını çözmeye başladı yine savunma sanayinde güçlenip terör örgütlerini imha etmeye başlayınca bu sefer Türkiye’ye dolaylı olarak değil direkt saldırıda bulunmaya başladılar. Bunun sonucunda da içimizden devşirdikleri hainlerle 15 Temmuz darbe kalkışmasına yeltendiler. Ancak bu da Türk milletinin mücadelesiyle bastırıldı. İşte o günden sonra Türk milliyetçileri devreye girdi. Devlet Bahçeli liderliğinde MHP ve ülkücüler biranda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve seçilmiş hükümetini koşulsuz, şartsız desteklemeye başladı. Bu destek daha sonradan da Türkiye’nin terör örgütlerine karşı sınır ötesi operasyonlarında da kendisini gösterdi. Türkiye’nin sinirleriyle öyle oynamışlardı ki artık Türkiye savunma pozisyonundan taarruz pozisyonuna geçmişti. O günden sonra terör meselesi başta olmak üzere Suriye, Libya, Kıbrıs, Azerbaycan, Akdeniz, ABD ve bazı Avrupa Ülkeleri ile ilgili meselelerde milliyetçiler, Sn. Erdoğan’a tam destek verdiler. İşte o günden bu güne kadar milliyetçi cephe genişleyerek geldi ve son olarak Erdoğan’a karşı birleşen HDP eşgüdümlü millet ittifakı ile sayıları 20’yi bulan partileri Türk Milletinin de desteği ve ferasetiyle sandığa gömmeyi başararak Türkiye üzerine planları olanların planlarını suya düşürdü. Daha düne kadar ABD Başkanı Bıden, Erdoğan’ı darbe ile değil ama Türkiye’deki muhalefeti destekleyerek indirilmesi gerektiğini ifade etmişti. Fakat seçim akşamı devirmek istediği lideri tebrik etmek zorunda kaldı. İşte bu milliyetçi cephenin başarısıdır. Türk milletinin başarısıdır.

Hemen ayrı bir parantez ile bu konudan bağımsız şunu da belirtmem gerekir ki aylarca gerek bazı siyasetçiler gerek sanatçı görünümündeki bazı edepsizler gerekse kendini aydın gören marjinal kişiler milliyetçi – muhafazakâr insanlara hakaretler ettiler ve bu hakaretleri de sosyal medyadan paylaşarak midemizi bulandırdılar. Bunlar daha da ileri gittiler. İlk turdan sonraki sonuçlara bakarak depremzedelere dahi çeşitli hakaretlerde bulundular. Bunlardan ne siyasetçi ne sanatçı ne de aydın olamaz. Bunlar her düşünceye saygımız var diyerek insanları kandırmaya çalışan ancak kendisinden olmayanlara hemen düşmanlık yapan entelektüel görünümündeki bu kişiler “Zulüm 1453’te başladı” diyen Bizans artıklarıdır.

Türk milleti sadece Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olanlarla değil aynı zamanda bu edepsizlerle mücadele ederek iradesini sandığa yansıtmış ve tercihini Cumhur İttifakı’ndan ve onun adayı Erdoğan’dan yana kullanmıştır.

Şimdi başlasın TÜRKİYE YÜZYILI…         


25 Mayıs 2023 Perşembe

SİNAN OĞAN VE ÜMİT ÖZDAĞ



 

14 Mayıs seçimlerinde ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı olan Sinan Oğan %5,2 oy almıştı. Böylelikle Türk Milliyetçileri 3 şeyi başardığını geçen haftaki köşe yazımda ifade etmiştim;

1 – MHP’nin oylarının artmasını,

2 – Türk Milliyetçilerinin artık kilit noktası ve ülkemizin teminatı olduğunun gösterilmesini,

3 – HDP’yi kilit parti konumundan çıkarmayı başardılar.

Aynı zamanda Sinan Oğan’a oy verenlerin gönülleri de alınmalı demiştim. Sinan Oğan sonraki günlerde istişareler yapacağını ve kararını açıklayacağını bildirmişti. O açıklama 22 Mayıs Pazartesi günü geldi ve Oğan, Cumhur İttifakı Adayı Erdoğan’ı destekleyeceğini bildirdi.

Böylelikle Sinan Oğan’ın, Cumhur İttifakına katılmasıyla birlikte Türk Milliyetçiliği kilit hale gelerek siyasetin ana merkezi konumuna yükselmiş oldu. Ayrıca sığınmacılar konusunda farkındalık oluşturarak bu meselenin artık fazla uzadığını Türkiye’deki sığınmacıların artık dönüşünün bir takvime bağlı olması gerektiğini ve milletimizin bu meseleden artık yorulduğunu en yüksek perdeden dile getiren kişi oldu. Yine 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yüzüncü yılı olduğunu ve böyle bir dönemde Atatürk’ün koltuğuna oturacak kişiyi terörün siyasal uzantısı olan HDP’nin belirlemesine engel olmuştur.

Sinan Oğan’ın, Erdoğan’ı destekleme açıklamasının ardından tıpkı deprem bölgesindeki oyların Cumhur İttifakı ve Erdoğan’a çıkmasından sonra depremzedelere edilen hareketler gibi Oğan’a hakaretler edilmeye başlandı. Bu sebeple Erdoğan’ın yeni kurulacak olan kabinede Sinan Oğan’a da görev vermesi gereklidir. Çünkü bu dönemki Türkiye Büyük Millet Meclisinin çoğunluğu milliyetçi – muhafazakâr bir görüşe sahip oldu. Yeni kurulacak kabinede de milliyetçi görüşün ağır basması Türkiye Yüzyılı Projelerinin hayata geçmesinde önemli rol oynayacaktır.   

Bunun üzerine Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Ata İttifakının ortak karar alma ve hareket etme tercihlerinden vazgeçtiğini bildirerek tarafların sadece kendi adlarına karar aldığını duyurdu. Ayrıca Sinan Oğan’ın açıklaması sadece kendi politik tercihi olduğunu bu açıklamanın Zafer Partisi’ni temsil etmediğini ifade etti. Bir mutabakat metni oluşturduğunu ve bunu da Kemal Kılıçdaroğlu’na sunduğunu kendisinin basın açıklaması yapana kadar olumlu cevaplarını iletmesini umduğunu ifade etti.

Bu açıklamalara göre Ümit Özdağ ile Sinan Oğan arasında bir görüş ayrılığı seziliyor. Bununla birlikte Ümit Özdağ burada Millet İttifakı’nı desteklerse milliyetçiler nezdinde siyasi kariyerini bitirmiş olacaktır. Çünkü katıldığı bir Youtube kanalında “Kılıçdaroğlu kazanırsa Türkiye’nin nasıl bir yol alacağını düşünüyorsunuz?” sorusuna Ümit Özdağ şu cevapları vermiştir:

“Kılıçdaroğlu eğer kazanırsa HDP desteğiyle kazanır. HDP desteğiyle kazanırsa 2024’de yerel seçimler olur. Yerel seçimlerde Güneydoğu Anadolu’da HDP büyük bir atılım yapar. Belediye Başkanlıklarının büyük bir bölümünü ele geçirir. Örgütle HDP belediyeleri arasında etkileşim yoğunlaşır. HDP desteğiyle geldiği için ve HDP desteği ile devam ettiği için bunlara Kılıçdaroğlu dokunmaz. Bir süre sonra Suriyelilerin yoğun yaşadığı yerlerde karışıklıklar çıkar. O zaman bu belediyeler birleşir ve çıkan karışıklığa karşı uluslararası destek ve PKK desteği isterler ve Türkiye iç savaşı başlar.”  Demişti.

Şimdi böyle önemli bir analizi ortaya atan Özdağ eğer Kılıçdaroğlu’ndan yana bir tavır takınırsa milliyetçiler nezdinde siyasi kariyeri bitirmiş olacaktır. Çünkü Kılıçdaroğlu göreve gelince kayyum atamalarının kaldırılacağını ifade etmiş ve meydanlarda bunu vaat etmişti.

Umarım Özdağ böyle bir siyasi hataya düşmez. Bekleyip göreceğiz…

 

 

 

 

Diğer Yayınlar