Sınır Ötesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sınır Ötesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ağustos 2023 Çarşamba

TARİHÇİ – YAZAR KUBİLAY MUHAMMET ÖZDEMİR’İN AÇIKLAMALARI - 2016’DAN SONRA TÜRKİYE

 


Türkiye 2016’dan Sonra Kamudan FETÖ’cüleri İhraç Ettikten Sonra Kamuda Yeni Yapılanmalara Gitti.

Türkiye tüm bu yaşadığı zorluklara rağmen ayakta kalmayı başarmış bir devlettir. Türkiye’nin yerinde hangi devlet olursa olsun üzerine bu kadar çok planlanan kaosa karşı yıkılırdı. Özellikle 2016’dan sonra kamudan FETÖ’cülerin ihraç edilmesiyle kamuda yeni yapılanmalar meydana getirildi. Özellikle Sn. Hakan Fidan’ın Milli İstihbarat Teşkilatının başında olduğu süreçte FETÖ’cüler temizlendi. İstihbarat teşkilatının operasyonal kabiliyeti geliştirildi. Artık sadece bilgi toplayan veya bilgi veren bir MİT değil artık sahada olan ve yeri geldiği zaman kendi elemanları ile yurt dışında saha operasyonları yapan bir MİT’e dönüştü. Yine MİT’in etkin yurt dışı diplomasi kabiliyeti arttırıldı. Bugün Hakan Fidan’ın MİT Başkanlığından, Dış İşleri Bakanlığına gelmesindeki en önemli etken işte budur. Çünkü MİT, sahada ve masada dengeleri belirleyici bir misyona ulaştı. Ayrıca kamu kurumlarımız Sevr Antlaşması korkusuyla savunma odaklı dizayn edilmişti. Ancak 2016’dan sonra bu durumun değiştiğini de gördük. Sevr Antlaşması korkusunu üzerimizden attık ve taarruza geçtik. Kurumlarımıza da ona göre ayar verdik. Özellikle FETÖ darbe kalkışması ve akabinde terör örgütlerinin Türkiye’yi hedef alması bardağı taşıran son damla oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kendi Silahlı Kuvvetlerinden de Çok Sayıda İhraçlar Yapmasına Rağmen Küresel Güçlere Savaş Açarak Sınır Ötesi Operasyonlara Başladı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinden, Emniyet Teşkilatından ve TSK’nın komuta kademesinden bir sürü ihraç ve tutuklamalar olmasına rağmen Türkiye küresel güçlere savaş açarak 40 gün sonra “24 Ağustos 2016 sabah dört sularında Cerablus’dan başlayarak başta DEAŞ Terör Örgütü olmak üzere bütün terörist unsurları temizlemek amacıyla “Fırat Kalkanı” adı verilen bir sınır ötesi operasyon başlattı. Yine bu operasyonların devamı niteliğinde DEAŞ, PKK, YPG, PYD gibi terörist unsurları temizlemek amacıyla 20 Ocak 2018’de “Zeytin Dalı Harekatı” yaparak 18 Mart 2018’de Afrin şehir merkezi Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolüne geçti. Yine 9 Ekim 2019’da bu sefer “Barış Pınarı Harekatıyla” terörist unsurları kıran bir darbe vuruldu.” Bu operasyonlar çeşitli isimlerle halen devam etmektedir. Bu operasyonlarla Türkiye sınırlarını ve şehirlerini tehdit eden teröristleri imha etti. Ayrıca Türkiye bölgede oyun kurucu, denge değiştirici ve bölgesel bir güç olduğunu da tüm dünyaya gösterdi. Artık dünya karşısında yeni bir Türkiye olduğunun farkına varmaya başladı.

Türkiye Akdeniz’de, Kıbrıs Meselesinde, Libya Meselesinde, Azerbaycan – Ermenistan Savaşında, Rusya – Ukrayna Savaşında ve Birçok Meselede Dünyaya Güçlü Türkiye Mesajını Verdi.

2016’dan sonra Türkiye daha aktif bir şekilde “Uluslararası Arena” da boy gösterdi. Dünya Türkiyesiz bir planın olamayacağını gayet iyi anladı. Bu durumun ilk belirtisi Yunanistan’ın küstahlıklar yaparak deniz mili sayısını arttırmaya çalışarak bizi Antalya’ya sıkıştırmaya çalışması ve Kıbrıs’ın deniz yetki alanlarını sürekli ihlal etmesi olarak karşımıza çıktı. Bunu Fransa’nın Akdeniz konusundaki küstah açıklamaları da eklendi. Ancak Türkiye akılcı dış politika hamlesi ile Libya’nın Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Türkiye arasında 27 Kasım 2019’da Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması ile münhasır ekonomik bölgesini belirlendi. Bu anlaşma ise BM tarafından onaylandı. Böylece Türkiye, Akdeniz’de hesapları olan bütün ülkelerin hesaplarını suya düşürdü. Hem kendi haklarını hem Libya’nın haklarını hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını korumuş oldu. Bununla birlikte Azerbaycan – Ermenistan savaşında ise yıllardır Ermenilerin haksız yere işgal ettiği Dağlık Karabağ ve çevresi 27 Eylül 2020’de başlayan savaşla Türkiye’nin desteklediği Azerbaycan tarafından kurtarıldı. Bu savaş sonucunda Azerbaycan ile Ermenistan arasında yapılan anlaşmaya göre de Zengezor Koridoru açılması kararlaştırıldı. Böylece Türkiye ile Orta Asya yani Türkistan arasındaki bağlantı da sağlanmış oldu. Yine Kırım’ın ilhakıyla başlayan ve 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı resmen işgaliyle devam eden süreçte Rusya – Ukrayna Savaşı başlamış ve halen günümüzde bu savaş devam etmektedir. Bu süreçte Rusya’ya karşı Avrupa Devletleri ve ABD Ambargo uyguladı. Buna karşı da Rusya’da Avrupa’ya enerji ve gıda ambargosu uyguladı. Böylece Avrupa kışın soğutan dondu ve tahıl gelmediği içinde aç kaldı. İşte burada Türkiye devreye girdi ve tahıl koridoru antlaşması ile dünyayı açlıktan kurtardı. Bu bile Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada söz sahibi olduğunu göstermeye yeterlidir. Sadece Türkiye bu konularda değil başta kendi bölgesindeki sorunlar olmak üzere Afrika ile de birçok projeler hayata geçirmiştir.

İnanıyorum ki Türkiye Eğitim Sistemindeki Kodlarına Tekrar Dönecek Olursa Türkiye’nin Yeniden Bir Cihan Devleti Olacağına İnanıyorum.  

Türkiye birçok yol kat etti. Gerek iç politikada yıllardır bitmeyen PKK Terör Örgütü bitirilme aşamasına getirildi. Gerek dış politikada uluslararası arenada sözü daha geçerli ve bölgesel güç konumuna geldiği görülmüştür. Ülkemizin daha da zirveyi görmesi için bu eğitim sorununu en kısa zamanda halletmeliyiz. Çünkü her şeyin başı eğitimdir. Eğitim olmadan kalite olmaz. Kaliteli nesiller yetişmez. Devletimizin bir cihan devleti olmasını istiyorsak, eğitimdeki kodlarımıza tekrar geri dönmeliyiz.

 

SON

 


14 Şubat 2021 Pazar

GARA OPERASYONU

 

Türkiye bu zamana kadar terör örgütlerine karşı birçok sınır ötesi operasyonlar yapmıştır. İlk sınır ötesi operasyon 25 Mayıs 1983 yılında Irak’ın Kuzeyine yapılan operasyondur. Bu operasyonda 5 kilometre içeriye kadar girilmiştir. 21 Mart 1995 yılında ise Irak’ın Kuzeyine geniş kapsamlı Çelik Harekâtı düzenlenmiş ve bu harekâtta 40 Km içeriye 35 bin asker ile girilmiştir.  Yine 14 Mayıs 1997’de 200 bin askerin katıldığı Çekiç ve Şafak Harekâtı yapılmış 15 Km içeriye girilmiştir. PKK Terör Örgütüne karşı birçok harekâtlar ve operasyonlar yapılmakla birlikte son yıllarda Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Operasyonu, Afrin Harekâtı, Pençe-1-2-3 Harekâtları, Pençe Kaplan Operasyonu, Barış Pınarı Harekâtı, Bahar Kalkanı Harekâtı yapılmıştır. Yurt içinde de Eren Operasyonları devam ederken Türkiye kritik bir karar alarak terörle mücadele tarihinde ilk defa Irak’ın Kuzeyine 10 Şubat 2021 tarihinde “Pençe Kartal – 2 Gara” adıyla farklı bir sınır ötesi operasyonu gerçekleştirmiştir.

Bu sınır ötesi operasyon terörle mücadele tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığı en geniş kapsamlı operasyondur. Çünkü bu operasyonda 75 Km genişliğinde 25 Km derinliğinde çok geniş bir alan zor arazi ve iklim koşullarında taranmış ve hedefler başarıyla imha edilmiştir. Gara, Türkiye’ye 40 Km uzaklıktadır. Yani ilk defa TSK indirme şeklinde bu kadar uzak bir noktaya operasyon düzenlenmiştir. Emekli Tuğgeneral Özgür Tör, Gara Bölgesi tek bir dağdan oluşmamakla birlikte inişli çıkışlı ve dalgalı bir arazi yapısına sahiptir. Kış şartlarında burada operasyon yapılmasının çok zor olduğu ve bu şartlar altında dünyadaki başka orduların bu harekâtı yapamayacağını hatta bazı ülkelerin pilotları dahi bu yüksek rakımda ve zorlu hava koşullarında uçamayacağı değerlendirmesinde bulunmuştur.[1] Bu operasyon bir özel kuvvetler operasyonudur. Bu operasyonla ile hedeflenen daha önceden terör örgütü tarafından kaçırılan 2 sivil, 2 polis memuru, 9 asker olmak üzere 13 Türk vatandaşını kurtarmak ve Türkiye’ye karşı eylem hazırlığında olan teröristleri ve onlara ait barınak, sığınak ve mühimmat depoları, sözde karargâh yerleri ile mağaralardan oluşan 50'den fazla hedefi imha etmekti. Hedefler ve teröristler yapılan operasyon ile imha edilmiştir. Fakat 13 Türk vatandaşı teröristler tarafından rehin tutuldukları mağarada 12’si başından 1’i omzundan vurularak şehit edilmiştir. Onları şehit eden teröristler ise o mağarada Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından öldürülmüştür. [2]

PKK Terör Örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurtiçi ve yurtdışında yaptığı operasyon neticesinde geri çekilmiş ve Gara’yı coğrafi konumundan dolayı kullanmaya başlamıştı. Bunun nedeni bölgede su kaynaklarının olması, doğal mağaraların ve yükseltinin fazla olması baskın yeme ihtimalinin olmaması veya buraya operasyon yapılamaz düşüncesiyle gizlenmeye çalışmaktı. 

Ancak TSK girilemez denilen yere önce hava harekâtı gerçekleştirmiş sonrasında ise özel kuvvetler yani “Bordo Bereliler” olarak bilinen seçkin askerlerin bölgeye indirilmesiyle Gara’ya girmiştir. Bunun sonucunda 48 terörist öldürülmüş 2 terörist sağ ele geçirilmiştir. Yani bu zorlu hava şartlarında TSK girilemez denilen yere girmiş ve 4 gün gibi kısa bir sürede 75 Km genişliğinde 25 Km derinliğinde Türkiye sınırından 40 Km uzaklıktaki PKK’nın kendisine en çok güvendiği bölgede operasyon yapmıştır. Böylece bu operasyon ile Sincar ve Kandil’e gözdağı verilmiştir. Sadece bu gözdağı Sincar ve Kandil ile sınırlı kalmamış terörü destekleyenlere de bir mesaj niteliğinde olmuştur. Bununla birlikte terör örgütü sadece yurtiçinde değil yurt dışında da hareket kabiliyeti ya sınırlandırılmış ya da sonlandırılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri ise dünyaya bir kez daha tecrübesini ve kabiliyetini göstermiş ve caydırıcılık gücüne güç katmıştır.

Yalnız şu da bilinmelidir ki 13 Türk vatandaşının kaçırılıp mağarada şehit edilmeleri bir katliamdır, vahşettir. Bu katliamın sorumluları ise PKK terör örgütü başta olmak üzere siyasi uzantısı olmakla birlikte onlarla kol kol giren ve sempatizanlığını yapanlardır.

Operasyonun başında şehit olan 3 askerimize ve sonrasında katledilen 13 vatandaşımıza Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür. Allah’ın izni ile kimse bölemeyecektir.     



[1] Banu El ile Ajans / A Haber / 12.02.2021; https://www.youtube.com/watch?v=tXKIk-I_aX0, Erişim Tarihi: 14.02.2021

Diğer Yayınlar