“Tarihe
not düşüyorum. 3. Dünya Savaşı
Orta Doğu’dan değil Orta Asya’dan başlayacaktır.
Tarih
Bilim Uzmanı ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı
Kubilay
Muhammet Özdemir”
Küresel
güçler coğrafi keşifler yapıldığı süreçte Afrika’yı çatışma ve sömürü kıtası
haline dönüştürmüştü. Afrika kıtasından yıllar sonra ise Ortadoğu bölgesi,
küresel güçlerin çatışma ve sömürü sahası haline getirilmişti. Şimdi ise bu
süreç Türkistan yani Rus tarihçilerin Türkistan denilmesin diye uydurdukları
Orta Asya bölgesi için yapılmaya çalışılacaktır.
Türklerin
ilk bilinen devleti Asya Hun Devletinden itibaren ve Büyük Türkiye olarak
adlandırılan Türkistan coğrafyasına hükmeden Türkler, günümüzde de bu bölgede
kalan soydaşlarıyla bağlarını koparmamıştır.
Günümüzde
özellikle Türkiye’nin liderliğinde kurulan Türk Devletler Teşkilatı ve
dolayısıyla Türk Birliğinin faaliyete geçirilmesiyle soydaşlarımızla bağlarımız
daha da güçlendirilmeye çalışılmaktadır. Bunun akabinde ortak bir alfabenin,
marşın, askeri gücün, ticaretin ve para fonunun oluşturulması gündemdeyken
Türkistan’da yeni çatışma sahalarının oluşturulmaya çalışılması tesadüf müdür?
Özellikle
ABD Başkanı Trump önceki başkanlığı döneminde Suriye’den tamamen Amerikan
askerlerini çekmek istemiş fakat üst düzey yetkililer ve komuta kademesinin
isteksizliği nedeniyle bu görüşünden vazgeçmişti. Amerikan askerlerini tamamen
çekmek yerine Suriye’deki asker sayısını azaltmakla yetinmişti.
Kanaatimce
Trump yeni başkanlık döneminde Amerikan askerlerini Ortadoğu’dan tamamen
çekecek ve Türkistan’daki çatışmalarda devreye sokacaktır. Fakat bu bölgede
Rusya ve Uzak Asya’da Çin gibi devletler varken ve yine Türkiye’nin öncülüğünde
kurulan Türk Devletler Teşkilatıyla tüm Türk devletleri birleşmişken Trump
yönetimi Asya’da, ABD askerlerini sıcak bir çatışma içerisine sokar mı? Tabi ki
de hayır. Ancak şu da gözden kaçırılmamalıdır ki ABD’nin Orta Asya’da hem
askeri üsleri hem de şirketleri bulunmaktadır. Bunun iki temel sebebi olduğunu
düşünüyorum. Birincisi bölgede Rusya ve Çin gibi devletleri kontrol altına alıp
hareket kabiliyetini kısıtlamak, ikincisi ise Türkistan coğrafyasında Amerika
olarak etkinliğini arttırmaktır. Bu süreçte devletlerarasında sıcak bir çatışma
olmayacaktır.
Peki bahsettiğim sıcak çatışmalar nasıl
başlayacak?
Küresel
güçlerin her zamanki uyguladığı politika sonrası yaşanacak. Önce o bölgede
terörizm etkin rol oynayacak, bölge karışacak, o bölgedeki devletlerde iç
karışıklıklar, parçalanmalar meydana gelecek ve daha sonra karışan bölgeye ve
devletlere demokrasi, yardım ve insan hakları götürüyoruz denilerek
müdahalelerde bulunulacaktır. İşte o zaman devletlerarası çıkar çatışmaları
başlayınca sıcak çatışmalar meydana gelecektir.
Türkistan
coğrafyasında tahmin ettiğim iç karışıklık ise 2013 yılında dünya gündeminde
kendinden söz ettiren ve Suriye’nin Rakka şehrini ele geçirerek sözde Irak Şam
İslam Devleti’ni kurduğunu ilan eden ve adını DEAŞ olarak öğrendiğimiz terör
örgütü ile olacaktır. Özellikle bu terör örgütü 2014 yılında Irak’ın Felluce ve
Musul gibi şehirlerini ele geçirdikten sonra terör örgütü, devletleşme
iddiasıyla ortaya çıkmış ve belirli bir toprak parçasını ele geçirerek bu
iddiasını hayata geçirmeye başlamıştı. Fakat 2016 yılından itibaren ele
geçirdiği belli alanları kaybetmiş ve örgüt başta Suriye olmak üzere Irak’ta
zayıflamaya başlamıştır. Bu örgütün çökertilmesi ve yok edilmesi hiç şüphesiz
DEAŞ Terör Örgütü ile göğüs göğüse muharebe eden tek ordu olan Türk Silahlı
Kuvvetleri sayesinde olmuştur. Çünkü Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı ve sonraki
harekâtlarla başta DEAŞ olmak üzere tüm terörist unsurları etkisiz hale
getirmek için sınır ötesi operasyonlar yapmıştır ve halen bu operasyonlar devam
etmektedir.
DEAŞ
Terör Örgütünün 2018 yılı itibarıyla Orta Doğu’daki örgüt yapısı dağılmış ve
bunun sonucunda örgüt Afganistan – Pakistan ve Afrika bölgelerine doğru
kaymıştır. Türkistan coğrafyasını ilgilendiren kısım ise bu örgütün 2015
yılında Afganistan’da kurulması ve terör örgütünün yapılanma adı DEAŞ / Horasan
olmasıydı.
Milli
İstihbarat Akademisi’nin “Terörizmle Mücadele ve Türkiye: DEAŞ/ Horasan
Yapılanması” adlı raporunda bu terör örgütünün adı ile alakalı aynen şu
ifadeler yer almaktadır:
“Grubun
kendi adını “Horasan” olarak tanımlaması hem coğrafi hâkimiyet açısından
hedeflerini somutlaştırdığını hem de özellikle eleman temini açısından Orta
Asya’ya odaklandığını göstermektedir. Türk dünyası için de birçok açıdan önem
arz eden bir bölgeyi isminde kullanmayı tercih etmesi, terör örgütünün
özellikle Orta Asya’da hedef almak istediği alanı nasıl anlamlandırdığının
anlaşılması açısından da dikkate değerlidir.” (“Terörizmle Mücadele ve Türkiye: DEAŞ/Horasan
Yapılanması”, Milli İstihbarat
Akademisi, Rapor, Ankara - 17.05.2024.,s.12)
Bu
nedenle Türkistan coğrafyası önce DEAŞ Terör Örgütü ile karıştırılmak istenecek
ve sonrasında her zamanki bildik senaryolar karşımıza çıkarak bölgeye ve
bölgede iç karışıklıklarla zayıflamış olan devletlere müdahaleler
gerçekleşecektir.
Kanaatimce
bu müdahaleler Orta Doğu’daki ülkelerin kabul etmesi gibi olmayacaktır ve
Türkistan coğrafyasında ters tepip 3. Dünya Savaşı’nın çıkmasına neden
olacaktır.
Önceki
yazımda “Ne dersiniz? Sona yaklaşarak bir Üçüncü Dünya Savaşı’na doğru gidiyor
muyuz?” diye sormuştum.
Bu
yazımda cevabını veriyorum.
3.
Dünya Savaşı, Ortadoğu’dan değil Orta Asya (Türkistan)’dan başlayacaktır.