BM 51. Madde Nedir? SDG Nedir? DEAŞ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BM 51. Madde Nedir? SDG Nedir? DEAŞ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Kasım 2022 Pazartesi

BİLDİRİ

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün kamu kurum ve kuruluşları ile güçlü bir devlettir. Bu devlete sahip çıkan ise hiç şüphesiz Türk milletidir. Bu millet her zaman devletini baş tacı yapmış ve devletinin attığı tüm adımlarda kararlılıkla arkasında durmuştur. Dışarıdan destekli PKK/YPG/PYD terör örgütü militanları 13 Kasım 2022 tarihinde Taksim İstiklal Caddesinde bombalı eylem yapmış ve bu eylem sonucunda altı vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve seksen bir vatandaşımızda yaralanmıştır. Bu failler en kısa sürede yakalanarak olay açığa çıkarılmıştır. Bundan öncede 26 Eylül 2022 tarihinde Mersin’de iki terörist, polis evine saldırıda bulunmuş ve bu saldırıyı önleyen bir polisimiz şehit olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi varlığına ve milletine karşı düzenlenen bu saldırılara karşı 20 Kasım 2022 tarihinde sınır ötesine gece ansızın Pençe Kılıç Hava Harekâtı düzenleyerek terör hedeflerini imha etmeye başlamıştır.

Uluslararası Hukuka göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti meşru müdafaa hakkını kullanmaktadır. Birleşmiş Milletler 51. Maddesi, BM üyesi ülkelere, silahlı saldırı halinde meşru müdafaa hakkı tanımıştır. BM 51. Maddesinde aynen şu ifadeler yer almaktadır: “Bu antlaşmanın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez.”

Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak yaptığı sınır ötesi hava harekâtının ilk saatlerinde hemen PKK/YPG/PYD Terör Örgütünün elebaşları her zaman olduğu gibi iftira kampanyalarına başladılar. Sanki yuvalandıkları o topraklar kendilerininmiş gibi Türk devletini sözde işgalci, sivil yerleşim yerlerini hedef alan sözde katil devlet olarak dünya kamuoyuna servis etmeye başladılar. Kendilerini ise masum göstererek sözde ama gerçekte olmayan kürdistan topraklarının işgal edildiğini ve ayrıca kendilerini DEAŞ ile savaşan sözde gerillalar olduğunu iddia etmektedirler. Bu iftiraları atan terör örgütü elebaşlarından biriside PKK’nın Suriye kolu olan YPG terör örgütünün oluşturduğu sözde Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin sözde basın başkanı olan Farhad Shami’dir.  Attığı twitlerde yukarıda saydığım kendisine ait yalanları söylemekle birlikte Türkiye’yi, DEAŞ ile ilişkilendirip algı operasyonları yaparak uluslararası kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır. Ancak şu unutulmamalıdır ki “Dünyada DEAŞ’a operasyonlar düzenleyen ve DEAŞ teröristlerini etkisiz hale getiren tek ülke Türkiye’dir.” Ayrıca Türkiye’nin tarihinde hiçbir zaman sivil yerleşim yerlerini vurmak ve sivilleri katletmek yoktur. Ancak PKK Terör Örgütünün kanlı tarihinde sivilleri ve hatta bebekleri katletmek vardır.  

Ayrıca PKK/YGP/PYD’nin bu iddiaları ve yalanları kendilerinin bir terör örgütü olduğu gerçeğini saklayamaz. Çünkü PKK Terör Örgütü 1978’den beri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprak bütünlüğüne kastederek sivillerde dâhil olmak üzere güvenlik güçlerine silahlı saldırılarda bulunmuştur. Günümüzde PKK terör örgütünün, Türkiye sınırları içerisinde beli kırılmış fakat sınır ötesinde dış destekli ülkeler tarafından beslenip adı değiştirilerek YPG/PYD Terör Örgütüne dönüştürülmüştür. Ancak bu terör örgütleri de PKK’nın uzantısıdır.

Türkiye’ye müttefikmiş gibi görünen devletler bu terör örgütlerinin harflerini değiştirip siyasal kurnazlık yapıp tırlar dolusu silah, gıda, ilaç yardımlarında bulunarak askeri eğitim dahi vermişlerdir. Bu yüzden Taksim’deki olay başta olmak üzere geçmişteki terör saldırıların hepsinin failleri bu terör örgütüne destek veren Türkiye’ye müttefikmiş gibi görünen devletlerdir.

Adı geçen bu terör örgütleri dışarıdan desteklenmekle beraber içeride de siyasal uzantısı rolünü üstlenen HDP’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terörist unsurlara karşı düzenlediği her sınır ötesi operasyonlara karşı çıkarak yerli ve milli bir parti olmadıklarını defalarca Türk milletine göstermişlerdir.

İşte tüm bu hainliklere karşı sorumluluk sahibi genç bir öğretmen, yazar, tarih bilim ve uluslararası ilişkiler uzmanı olarak devletimize ve milletimize atılmaya çalışılan iftiraları, yapılmaya çalışılan algı operasyonlarını ve oluşturulmaya çalışılan propagandaları yurtiçinde ve uluslararası arenada çürütmek ve her daim devletimin ve milletimin yanında olduğumu göstermek için bu bildiriyi kaleme aldığımı tüm Türk ve Dünya Kamuoyuna saygıyla duyururum.

 

Her zaman Türk devletinin, Türk milletinin ve Türk askerinin yanındayım.

      


Diğer Yayınlar