PKK Terör Örgütü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
PKK Terör Örgütü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Kasım 2024 Cumartesi

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ

 


Terör Örgütü PKK’nın kuruluşunun ilk yıllarında yuvalandığı Irak’ta 1400 yıllık Türk varlığı ve 1000 yıllık Türk hâkimiyet tarihi vardır. Bundan 100 küsur yıl önce Irak, Osmanlı İmparatorluğunun; Bağdat, Basra ve Musul vilayetlerinden meydana geliyordu. Sözde Kuzey Irak diye bilinen 36. Paralelin kuzeyi ise, Osmanlı’nın Musul vilayetinin sadece önemsiz bir parçasını oluştururdu. (Hasan Celal Güzel, Kuzey Irak, Timaş Yayınları, İstanbul 2007, s.7)

Silahlı faaliyetlerini buradan organize eden terör örgütü Irak’ı bir üs merkezi olarak kullanmış ve Türkiye’nin askeri hedeflerine saldırıları buradan düzenlenmiştir.

Türkiye 1968’den itibaren başta öğrenci olayları ve çeşitli örgütlenmemelerle kendisini düşük yoğunluklu bir savaşın içerisinde bulmuştur. Özellikle 1973 ve 1978 yılları düşük yoğunluklu savaşın ülke içerisinde artış gösterdiği yıllar olarak tarihe geçmiştir. Bu süreçte Türk Solunun içerisinde fikri yapılanmasını oluşturan örgüt mensupları 1980 yılına giden süreçte yapılanmasını tamamlamış ve 15 Ağustos 1984 yılında Eruh ve Şemdinli’de ilk silahlı saldırısına PKK Terör Örgütü olarak başlamıştır. 

PKK Terör Örgütünün ideolojik yapılanması ise Marksist, Leninist ve etnik ayrımcı bir ideoloji olarak karşımıza çıkmıştır. Eylemlerini asker, polis, sivil, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan gerçekleştirmiş ve on binlerce insanımızı katletmiştir. Bunun yanında silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, çocuk kaçırma gibi suçlara karışmış bu örgütün en büyük zarar verdiği Güneydoğu bölgemiz ve o bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımız olmuştur. Çünkü çocukları zorla dağlara kaçırılarak militan olarak yetiştirilip devlete kurşun sıkar hale getirilmiştir. Bu örgütü kuranlar veya bu örgütü siyasi olarak destekleyenlerin çocukları yurt dışında zenginlik içerisinde büyürken kaçırılan bu çocuklar yine kendisi gibi bu topraklarda yaşayan ve askerlik vazifesini yapmak için gelen Mehmetçiğe karşı kurşun sıktırmışlardır. Az duymadık aynı aileden bir evladı askerde diğer evladı PKK Terör Örgütünün elinde olan ailelerin dramını.

Bu yüzden özellikle Kürt vatandaşlarımız uyanık olmalılardır. Türkiye’nin hepimize yettiğini Türk bayrağın gölgesinin serinliğinin hepimize ferahlık vereceğini, kardeşi kardeşe kırdırmak istediklerini ve bu yüzden ülkemizdeki herkesin içerisine nifak tohumları serpmek istediklerinin bilincinde olmalılardır.

Vatan hainlerinin, siyasi uzantılarının ya da Kandil’deki hainlerin veya yurt dışında yaşayıp sosyal medyadan ortalığı karıştırma vazifesi üstelenenler, Kürt kardeşlerimize bu vatanda birlik ve beraberlik içerisinde yaşadıkları için zehrini akıtmak isteyenlere hep birlikte karşı duralım. Bizi parçalara bölmek isteyenlere karşı tek yürek olalım.

2000 yılı aşkın Türk devleti geleneği her zaman düşmanlıklarla ve fitneyle karşı karşıya kalmış ve bu konularda 2000 yılı aşkın tecrübesi ile her daim yerinde müdahale refleksi ile devletini ve milletini korumayı başarmış veya yoluna yeni bir Türk devleti ile devam etmiştir. Atalarımızdan bize miras kalan bu tecrübe ile elbet bir gün ülkemiz içindeki terör kalıntıları başta olmak üzere Irak ve Suriye’deki ve yurt dışında saklanan tüm teröristleri ve hatta onları destekleyenleri elbet Türkiye Cumhuriyeti Devleti gerekli cezaya çarptıracaktır.

 


1 Temmuz 2019 Pazartesi

TERÖRE KARŞI ÇIKIYOR –MUŞ-!!! GİBİ GÖRÜNENLER



21. yüzyılda artık cephe savaşları yapılmıyor. Bunun yerine Soğuk savaşlar, İstihbarat savaşları, psikolojik ve asimetrik savaşlar, bir başka ülkeye karşı terörü destekleme, iç karışıklıklar çıkartma, sabotaj eylemleri gibi çeşitli savaşlar yapılıyor.

Özellikle Türk Milletini cephe savaşlarında yenemeyeceğini anlayan Avrupa bunu en son Çanakkale’de, İnönü savaşlarında, Dumlupınar ve Aslıhanlar Muharebelerinde, Kütahya ve Eskişehir Savaşlarında, Sakarya ve Büyük Taarruz Savaşlarında gayet iyi anladılar. Bu sebeple Türk Milleti ve Devletini terör örgütleri ve içimizden devşirdikleriyle vurmaya, zayıflatma ve yıkmaya çalışıyorlar. Bu zamana kadar Avrupalı devletler ve okyanus ötesi teröre el altından destek verirdi. Fakat 15 Temmuz darbe ihanetinin bastırılması ve ABD’de başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanmasından sonra Avrupalı Devletler ve Okyanus ötesi teröre açıktan destek vermeye başladılar. Bunun en büyük kanıtı 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olan Fetö’nün Türkiye’ye iade edilmemesi ve sınırlarımızdaki terör örgütlerine binlerce tır dolusu ağır silahlar, zırhlı araçlar ve Hummerlar, gıda ve (ilaç yardımları buna ayrı bir parantez açmak istiyorum. Askerimiz en son yaptığı operasyonda Kızılhaç örgütünün gönderdiği ilaçları ele geçirdi.) gibi yardımlar yapıldı. Bunun yanında ABD’li subaylar teröristleri eğitti onların armalarını utanmadan üniformalarına taktılar ve askerimize beraber kurşun sıktılar.

Şimdi bana söyler misiniz ABD’nin ve Avrupa’nın bu yaptığına iki yüzlülük denmez de ne denir? Hem biz müttefikiz diyeceksiniz hem de bizim güvenliğimizi tehdit eden terör unsurlarına yardım edeceksiniz. Biz de Türk milleti ve devleti olarak ses çıkarmayacağız öyle mi? Eğer öyle zannettilerse çok yanlış düşünmüşler.

Amerika’nın YPG’ye vermiş olduğu o silahlarla 3 şubat 2018’de Afrin’in Kuzeydoğusu Şeyh Horoz bölgesinde teröristler tankımızı o silahlarla vurdu ve 6 Kahraman Askerimiz şehit oldu. Bitti mi?
Bitmedi; o da yetmedi. Yine Amerika’nın verdiği silahlarla teröristler çatışmada bir askerimizi şehit etti. Ayrıca Kilis’e yapılan saldırıda da bir askerimiz şehit oldu. Tabi bunun öncesi de var topraklarımıza atılan roketlerle şehit olan sivil vatandaşlarımızda var 17 yaşındaki kız kardeşimiz gibi…

Peki Avrupa’nın iki yüzlülüğü bununla mı sınırlı?
Hayır… bir başka Avrupa ülkesi Almanya; parlamentosunda vekilleri boynuna PKK paçavraları asıp mecliste onların gösteri yapmasına izin verip Türkiye’yi protesto ediyorlar. Güya bu Almanya’da bizim müttefikimiz.

Ne Amerika ne Almanya ne de bir başka Avrupa devleti, ülkemizi korumak için yapacaklarımıza engel olamayacaktır. Biz de millet olarak hiçbir zaman birliğimizi ve bütünlüğümüzü bozmayıp düşmana fırsat vermeyeceğiz.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin asil ve kahraman askerlerimize görevlerinde başarılar diliyor ve her zaman Türk Milleti olarak onların yanlarında olacağımızı belirtmek istiyorum. Onların canı ve bir damla kanı dahi Amerika’dan, Almanya’dan Avrupa’dan ve destekledikleri teröristlerden çok daha kıymetlidir. Çünkü onlar Muhammed’in, Mehmet’in ordusu, ocağı Peygamber ocağı, Canını vermesi şehitlik, makamı peygamber komşusu, İslam’ın da son ordusu olan yiğitlerdir.

TÜRK MİLLETİ ORDUSUNUN YANINDADIR…





Diğer Yayınlar