Terör
Örgütü PKK’nın kuruluşunun ilk yıllarında yuvalandığı Irak’ta 1400 yıllık Türk
varlığı ve 1000 yıllık Türk hâkimiyet tarihi vardır. Bundan 100 küsur yıl önce
Irak, Osmanlı İmparatorluğunun; Bağdat, Basra ve Musul vilayetlerinden meydana
geliyordu. Sözde Kuzey Irak diye bilinen 36. Paralelin kuzeyi ise, Osmanlı’nın
Musul vilayetinin sadece önemsiz bir parçasını oluştururdu. (Hasan
Celal Güzel, Kuzey Irak, Timaş Yayınları, İstanbul 2007, s.7)
Silahlı
faaliyetlerini buradan organize eden terör örgütü Irak’ı bir üs merkezi olarak
kullanmış ve Türkiye’nin askeri hedeflerine saldırıları buradan düzenlenmiştir.
Türkiye
1968’den itibaren başta öğrenci olayları ve çeşitli örgütlenmemelerle kendisini
düşük yoğunluklu bir savaşın içerisinde bulmuştur. Özellikle 1973 ve 1978
yılları düşük yoğunluklu savaşın ülke içerisinde artış gösterdiği yıllar olarak
tarihe geçmiştir. Bu süreçte Türk Solunun içerisinde fikri yapılanmasını
oluşturan örgüt mensupları 1980 yılına giden süreçte yapılanmasını tamamlamış
ve 15 Ağustos 1984 yılında Eruh ve Şemdinli’de ilk silahlı saldırısına PKK
Terör Örgütü olarak başlamıştır.
PKK
Terör Örgütünün ideolojik yapılanması ise Marksist, Leninist ve etnik ayrımcı
bir ideoloji olarak karşımıza çıkmıştır. Eylemlerini asker, polis, sivil, kadın
ve çocuk ayrımı yapmadan gerçekleştirmiş ve on binlerce insanımızı
katletmiştir. Bunun yanında silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, çocuk kaçırma gibi
suçlara karışmış bu örgütün en büyük zarar verdiği Güneydoğu bölgemiz ve o
bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımız olmuştur. Çünkü çocukları zorla dağlara
kaçırılarak militan olarak yetiştirilip devlete kurşun sıkar hale
getirilmiştir. Bu örgütü kuranlar veya bu örgütü siyasi olarak destekleyenlerin
çocukları yurt dışında zenginlik içerisinde büyürken kaçırılan bu çocuklar yine
kendisi gibi bu topraklarda yaşayan ve askerlik vazifesini yapmak için gelen
Mehmetçiğe karşı kurşun sıktırmışlardır. Az duymadık aynı aileden bir evladı
askerde diğer evladı PKK Terör Örgütünün elinde olan ailelerin dramını.
Bu
yüzden özellikle Kürt vatandaşlarımız uyanık olmalılardır. Türkiye’nin hepimize
yettiğini Türk bayrağın gölgesinin serinliğinin hepimize ferahlık vereceğini,
kardeşi kardeşe kırdırmak istediklerini ve bu yüzden ülkemizdeki herkesin
içerisine nifak tohumları serpmek istediklerinin bilincinde olmalılardır.
Vatan
hainlerinin, siyasi uzantılarının ya da Kandil’deki hainlerin veya yurt dışında
yaşayıp sosyal medyadan ortalığı karıştırma vazifesi üstelenenler, Kürt
kardeşlerimize bu vatanda birlik ve beraberlik içerisinde yaşadıkları için
zehrini akıtmak isteyenlere hep birlikte karşı duralım. Bizi parçalara bölmek
isteyenlere karşı tek yürek olalım.
2000
yılı aşkın Türk devleti geleneği her zaman düşmanlıklarla ve fitneyle karşı
karşıya kalmış ve bu konularda 2000 yılı aşkın tecrübesi ile her daim yerinde
müdahale refleksi ile devletini ve milletini korumayı başarmış veya yoluna yeni
bir Türk devleti ile devam etmiştir. Atalarımızdan bize miras kalan bu tecrübe
ile elbet bir gün ülkemiz içindeki terör kalıntıları başta olmak üzere Irak ve
Suriye’deki ve yurt dışında saklanan tüm teröristleri ve hatta onları
destekleyenleri elbet Türkiye Cumhuriyeti Devleti gerekli cezaya
çarptıracaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder