Satanist
bir genç Eyüp Sultan’da ve Fatih’te iki genç kızın vahşice canına kıydı ve
sonrasında ise kendini surdan aşağıya atarak intihar etti. Yine genç bir kız
iki kişi tarafından sokakta tacize uğradı. Köşe başlarında bekleyen uyuşturucu
müptelaları, sabıka kaydı kabarık insanların toplum içinde dolaşması, gençlerin
cinnet haline bürünmesi ve çeşitli gayri ahlaki şeylere özenmesi bir neslin
uçurumun kıyısında olduğunu gösteriyor.
Gerçekten
Türk gençliği tehlikede hem de bu tehlike inanılmaz bir boyutta ve önlem
alınmazsa gençliğimiz elimizden kayıp gidecek diye endişeleniyorum. Çünkü
gençlerimizde milli ve manevi değerler zayıfladı. Hatta kimisinde yok oldu.
“Türk – İslam Kültür ve Medeniyeti” unutuldu ve bilinç kayboldu. Bunun yerine
Batı’ya ve Batı’nın ahlaksız medeniyetine özenti başladı. Bununla beraber
inançsızlık, gelenek - göreneklerin yok sayılması ve satanizm gibi vahşetlere
özenme gibi vakalar ortaya çıktı.
Sorunları
görüyoruz ama çözümü nedir? Çözüm nedir biliyor musunuz? Aslında her köşe
yazımda üzerinde ısrarla durduğum “Eğitimdir, Eğitim”…
Bakınız
geçen yazımda da belirttim. Eğitim sistemi öyle bir hal aldı ki eski sistemi
arar olduk. Eski eğitimdeki öğretmen – öğrenci disiplini ortadan kalktığından
beri hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Öğretmenin yetkilerinin sınırlandığı,
öğretmenin veli ve öğrenci saldırılarına açık hale getirildiği, basitmiş gibi
görülen ancak öğretmen ve öğrenci kıyafetlerinin dahi serbest bırakıldığı bir
sistemden topluma yararlı milli ve manevi duygulara haiz nesiller yetişmesini
nasıl bekleyeceğiz? Öğretmen atama sorunlarının olması, iyi yetiştirilememiş
öğretmen kadrosunun olması ve özel okulların, dershanelerin aşırı derecede
fazlalaşması ve eğitim sisteminin öğrenciyi istendik duruma getirememesi
sonucunda nasıl bir nesil bekliyoruz?
Ayrıca
saat gece on ikiyi geçince annesi babası merak eden nesil nerede kaldı? Neden
gençler mahallelerde, köşe başlarında veya herhangi bir apartmanın
merdivenlerinde boş boş sabahlara kadar oturuyorlar? Bu gençlerin okuduğu bir
okul veya kendilerini merak eden bir ailesi yok mu? Cevabını vereyim. “YOK”…
Çünkü
saat on ikiyi geçince evladını arayan, merak eden anne – baba nesli bitti.
Yerine çocuklarının her istediğini altın tepside sunan bir nesil geldi.
Çocuklarıma kıyamıyorum adı altında otorite kuramayan, sözünü dinletemeyen bir
nesil ortaya çıktı. Bunun üzerine çocuklarda gereksiz ve hiçte sevimli olmayan şımarıklıklar
oluşmaya başladı. Eğitim sisteminin de öğretmeni pasif bırakması sonucu okula
giden bu tür çocuklarla baş edilemedi ve disiplin edilemedi.
Bunun
sonucunda topluma aklı başında, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan,
kültürlü, Türk – İslam medeniyeti ile yoğrulmuş bireyler kazandırılamadı. Bu
nedenle çocuklarımız elimizden birer birer kayıp gitmeye tamamen bu milletin
DNA’sına ve kodlarına aykırı ve kendini mankurtlaştıran akımlarım etkisine
girdiler. Bunun sonucunda da bu çocuklar özünü kaybettiler ve asimile oldular.
Bunun
yanı sıra kontrolsüz bir şekilde ne işe yaradığı belli olmayan sosyal medya
araçları ve uygulamaları da çocuklarımızı ayrıca esaret altına aldı ve ahlaki
duygularını köreltti. Böylece ortaya özünü kaybetmiş, yüreği ve aklı nefretle
dolan, saçma sapan akımların etkisine giren, kutsalları tanımayan, vatan, bayrak,
Allah aşkından bihaber nesil ortaya çıktı.
Bakınız
bu yazdıklarım çok ciddi sorunlar. Bunun için devletçe ve milletçe önlem almak
zorundayız. Kendini kaybeden bir neslin tekrar kendisini bulmasını
sağlamalıyız.
Yoksa
şehit kanları ile sulanan bu toprakları mankurtlaşmış bir nesil asla koruyamaz.
Ey
Türk Gençliği sizlere çağrımı Akif’in yazdığı İstiklal Marşı’nın bir dizesiyle
yapıyorum.
“Bastığın
yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!
Düşün
altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen
şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı;
Verme,
dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.”