Kubilay Muhammet Özdemir
Dünyada
giderek yaygınlaşan ve hatta normalmiş gibi kabul görülen bununla birlikte
yasal bir çerçeveye oturtulan eşcinsellik LGBT dernekleri tarafından Türkiye’de
de yaygınlaştırılmak ve toplum nezdinde kabul görülmesi için çalışmalar
yapmaktadır. Ayrıca bu çalışmalar yapılırken de insan hakları vurgusu yapılarak
Avrupa’dan destek almak amaçlanmıştır. Bu konuyla ilgili Prof. Dr. Ergün
Yıldırım bu konuyla ilgili şöyle söylemiştir:
“Eşcinseller
yaşam tarzlarını hırçın, dayatmacı, baskıcı bir dil kullanarak topluma
sunuyorlar. İnsanlar eleştirilerini ortaya koymaktan bile çekiniyor. En normal
eleştiri bile homofobik ve nefret suçu olarak damgalanıyor. Oysa demokratik
toplumlarda eleştiri en doğal haktır. Eşcinsellik, toplumsal ve inanç olarak
yüzyıllardır süregelen kadın, mahremiyet ve ahlak kültürümüzü ters yüz eden;
bunları parçalayan, alaşağı eden tutum ve nitelikler taşıyor.”
Dünyada, eşcinsel evlilikleri yasal bir zemine oturtan 10
ülkeden 8’i Avrupa’dadır. Diğer 14 Avrupa ülkesinde ise medeni birliktelik adı
altında farklı türdeki eşcinsel birlikteliklerde yasallaşmıştır. Bu nedenle
LGBT toplulukları verilen haklar doğrultusunda diğer ülkelere nazaran
Avrupa’dan özellikle de Avrupa Birliği’nden memnuniyetlerini belirtmişlerdir.
Ancak başta Avrupa olmak üzere diğer toplulukların dini
inançlarına bakıldığında zina ve eşcinsellik yasaklanmıştır. Her ne kadar
tahrif edilmiş olsa da günümüze ulaşan Tevrat, Zebur, İncil’de de zina ve
eşcinsellik yasaklanmıştır.
Tevrat’ta Tanrı’nın insanları erkek ve dişi olarak
yarattığını, erkek ve dişi olan bu iki farklı cinsin birbirinden türemesini
yazmıştır. Bu anlatılan olayın metni aynen şöyledir:
“1: 27 Tanrı insanı
kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
1: 28 Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” dedi, “Yeryüzünü
doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde
yaşayan bütün canlılara egemen olun.”
Yine Tevrat’ta “Mısır’dan Çıkış” bölümünde zinanın yasak olduğu
ifade edilmiştir.
“20: 14 Zina etmeyeceksin.”
Ayrıca Tevrat’ta zina edenlerle ilgili verilen birçok ceza
yasaları da vardır. Yine bununla birlikte
Tevrat’ta “Yasak İlişkiler” bölümü olan Levililer ile ilgili kısımda erkek
erkeğe yani eşcinsellik yasaklanmıştır. Tevrat’ta geçen ifade aynen şöyledir:
“18: 22 Kadınla yatar gibi bir erkekle yatma. Bu iğrençtir.”
Zina ve Eşcinselliğin yasak olmasının yanında bir de başka
kimlerle ilişkiye girmenin yasak olduğunu detaylıca şu ifadelerde görülmüştür.
Tevrat’ta geçen ifadeler şu şekildedir:
“18: 6 “‘Hiçbiriniz
cinsel ilişkide bulunmak için yakın akrabasına yaklaşmayacak. RAB benim.
18: 7 Annenle cinsel
ilişkide bulunarak babanın namusuna dokunmayacak-sın. O senin annendir. Onunla
ilişki kurmayacaksın.
18: 8 Babanın karısıyla
cinsel ilişki kurmayacaksın. Babanın namusudur o.
18: 9 Annenden ya da
babandan olan, ister seninle aynı evde doğmuş olsun, ister olmasın üvey kız
kardeşlerinden biriyle cinsel ilişki kurmayacaksın.
18: 10 Kızının ya da oğlunun
kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü onla-rın namusu senin namusundur.
18: 11 Babanın evlendiği
kadından doğan kızla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o babandan olmadır,
senin kızkardeşin sayılır.
18: 12 Halanla cinsel ilişki
kurmayacaksın. Çünkü o babanın yakın akrabası-dır.
18: 13 Teyzenle cinsel ilişki
kurmayacaksın. Çünkü o annenin yakın akraba-sıdır.
18: 14 Amcanın namusuna
dokunmayacaksın. Karısına yaklaşmayacaksın, çünkü o senin yengendir.
18: 15 Gelininle cinsel
ilişki kurmayacaksın. Çünkü oğlunun karısıdır. Onun-la ilişki kurmayacaksın.
18: 16 Kardeşinin karısıyla
cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o kardeşinin namusudur.
18: 17 Bir kadının hem kendisiyle, hem
kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Kadının kızının ya da oğlunun kızıyla
cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü onlar kadının yakın akrabasıdır. Onlara
yaklaşmak alçaklıktır.
18: 18 Karın yaşadığı sürece onun
kızkardeşini kuma olarak almayacak ve onunla cinsel ilişki kurmayacaksın.
18: 19 “‘Âdet gördüğü için kirli sayılan
bir kadınla cinsel ilişki kurmayacak-sın.
18: 20 Komşunun karısıyla cinsel ilişki
kurarak kendini kirletmeyeceksin.
18: 21 İlah Molek’e ateşte kurban edilmek
üzere çocuklarından hiçbirini vermeyeceksin. Tanrın’ın adına leke
getirmeyeceksin. RAB benim.
18: 22 Kadınla yatar gibi bir erkekle
yatma. Bu iğrençtir.
18: 23 Bir hayvanla cinsel ilişki
kurmayacaksın. Kendini kirletmiş olursun. Kadınlar cinsel ilişki kurmak
amacıyla bir hayvana yaklaşmayacak. Sapıklıktır bu.
18:
24 “Bu
davranışların hiçbiriyle kendinizi kirletmeyin. Çünkü önünüzden kovacağım
uluslar böyle kirlendiler.”
Bir başka tahrif edilmiş olsa da günümüze ulaşan Zebur’un 50.
Bölümü olan “Mezmur”da da zina konusu şöyle ifade edilmiştir:
“50:
16 Ama Tanrı kötüye şöyle diyor:
Kurallarımı ezbere okumaya
Ya da antlaşmamı ağzına almaya ne hakkın
var?
50: 17
Çünkü yola getirilmekten nefret ediyor,
Sözlerimi
arkana atıyorsun.
50: 18
Hırsız görünce onunla dost oluyor,
Zina edenlere ortak oluyorsun.
50: 19
Ağzını kötülük için kullanıyor,
Dilini yalana koşuyorsun.
50: 20
Oturup kardeşine karşı konuşur,
Annenin oğluna kara çalarsın.
50: 21
Sen bunları yaptın, ben sustum,
Beni kendin gibi sandın.
Seni azarlıyorum,
Suçlarını gözünün önüne seriyorum.
50: 22
“Dikkate alın bunu, ey Tanrı’yı unutan sizler!
Yoksa parçalarım sizi, kurtaran
olmaz.
50: 23
Kim şükran kurbanı sunarsa beni yüceltir;
Yolunu düzeltene kurtarışımı
göstereceğim.”
Zebur’un
50:18’deki kısımdan anlaşıldığı üzere zina hoş karşılanmamıştır.
Bir
başka tahrif olunmuş kitap olan İncil ise eşcinselliği utanç verici ve sapıklık
olarak nitelendirmiştir. İncil’de bu açıklama “Pavlus’tan Romalılar’a Mektup”
bölümünde şu şekilde ifade edilmiştir.
“Rom. 1:25 Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular.
Yaradan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek
övülmeye layıktır. Amin.
Rom:
1-26
İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti. Kadınları bile
doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler.
Rom.
1:27
Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp birbirleri için
şehvetle yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler
ve kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar.
Rom.
1:28
Tanrı’yı tanımakta yarar görmedikleri için Tanrı onları yararsız düşüncelere,
yakışıksız davranışlara teslim etti.”
İncil’de
“Pavlus’tan Korintliler’e Birinci Mektup” kısmının altıncı bölümündeki davalar
kısmında eşcinsellikle ilgili bir başka ifade ise aynen şöyledir:
“1.Ko.6:9-10 Günahkarların, Tanrı
egemenliğini miras almayacağını bilmiyor musunuz? Aldanmayın! Ne fuhuş yapanlar
Tanrı’nın egemenliğini miras alacaktır, ne puta tapanlar ne zina edenler ne
oğlanlar ne oğlancılar ne hırsızlar ne açgözlüler ne ayyaşlar ne sövücüler ne de
soyguncular.”
Tevrat,
Zebur ve İncil’deki bu ifadelerden anlaşıldığı üzere zinanın ve eşcinselliğin
yasaklanmasına rağmen Avrupa’nın bu ahlaki çöküntüyü yasal zemine oturtması çok
şaşırtıcıdır. Tevrat, Zebur ve İncil’de başlangıçta erkek ve dişinin birbirleri
için yaratıldığını ve bu ilişkinin doğal olduğunu çünkü insanların üremesi
gerektiğini bildirilmiştir. Aynı zamanda bu kitaplarda zinanın ve eşcinselliğin
yasaklandığı bununla birlikte bu tür ahlaksızlıkları yapanların Tanrı
tarafından cezalandırılacağı açıkça ifade edilmiştir.
En
son hak din olan İslam’ın rehberi Kur’an’da da canlı varlıkların soylarının
devamı için üremesi gerektiğine ve bu da ancak erkek ve dişi olmak üzere iki
farklı cinsin ortak faaliyetlerine bağlı olduğu bu yüzden canlı varlıkların
erkek ve kadın olarak çiftler halinde yaratılmış olduğu bildirilmiştir.
Kur’an-ı
Kerim’in Ra’d Sûresi 3. Ayetinde:
“O, yeri yayıp döşeyen, orada
dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki
eş yaratandır.*
O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah’ın
varlığını gösteren) deliller vardır.”
Kur’an-ı
Kerim Şûra Sûresi’nin 11. Ayetinde:
“O gökleri ve yeri yaratandır. Size
kendinizden (kendi türünüzden) eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler
yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O,
hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”
Hucurât
Sûresi’nin 13. Ayetinde ise:
“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz
sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi
boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı
gelmekten en çok sakınanızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla
haberdar olandır.”
Ayrıca
canlıların dişi ve erkek olarak yaratılmasının yanında bu ilişkilerin sağlıklı
bir biçimde yürümesi için Kur’an-ı Kerim zina ile ilgili uyarılarda
bulunmuştur. İsrâ Sûresi 32. Ayette:
“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece
çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.”
Tüm
bunlarla beraber normal cinsi tabiata aykırı düşen yollardan cinsi tatmin
sağlanması İslam’da hiç tasvip edilmemiştir.
Bu sebeple Kur’an-ı Kerim eşcinselliğe karşı çıkmış bu davranışları yapan Lût
Kavmini çok sert bir dille tenkit ve reddetmiştir.
Eşcinsellikle
ilgili Kur’an-ı Kerim’de Arâf Sûresi’nin 81. Ayetinde:
“Hakikaten siz kadınları bırakıp,
şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz”
Hûd
Sûresi 78. Ayette:
“Kavmi, (konuklarıyla çirkin
ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de
bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût, dedi ki: ‘Ey Kavmim! İşte kızlarım.
Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir.*
Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin.
İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?”
Yine
Hûd Suresi’nin 82,83. Ayetinde eşcinsellerin başına gelen azaptan bahsedilerek
şöyle denilmiştir:
“(Azap) emrimiz gelince oranın
altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş
balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.”
Lût
Peygamberin kavmini eşcinsellik konusunda uyardığı Şu’arâ Sûresi’nin 165-174.
Ayetlerinde şöyle görülmüştür:
“165,166. Ayette; ‘Rabbinizin,
sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi
yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.’
167. Ayette; Dediler ki: ‘Ey Lût!
(işimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan
olacaksın!’
168. Ayette; Lût, şöyle dedi:
‘Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım.’
169. Ayette; ‘Ey Rabbim! Beni ve
ailemi onların yaptıkları çirkin işlerden kurtar.’
170,171. Ayette; Bunun üzerine biz
de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini
kurtardık.
172. Ayette; Sonra diğerlerini
helâk ettik.
173. Ayette; Onların üzerine bir
yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların
yağmuru ne kadar da kötü idi.
174. Ayette; Şüphesiz bunda büyük bir
ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.”
İslam’ın
kutlu peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s)’de erkeğin kendi eşine tenasül organından
değil de arka uzvundan yaklaşmasını “küçük livata” olarak adlandırmış ve kesin
olarak yasaklamıştır.
Öte yandan, hayvanla cinsi temas kurulması da iğrenç görülmüş, bu hareket ağır
bir suç ve günah sayılmıştır.
El ile cinsi tatmin sağlanması da yine hoş görülmeyen bir davranıştır. Bu
anlatılanlara ilave olarak Hz. Peygamber kadına benzemeye çalışan erkeklere ve
erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lânet etmiş
ve bu tipler için bazı yaptırımları yürürlüğe koymuştur.
Ayrıca, erkekler için yasakladığı cins ve renkteki giyecekleri erkek çocuklar
üzerinde görünce hoşnutsuzluk gösterip müdahale etmiştir.
Sonuç
itibariyle tahrif edilmiş kitaplardan Tevrat, Zebur ve İncil başta olmak üzere
son hak din İslamiyet’in kitabı olan Kur’an-ı Kerim’de eşcinsellik kesinlikle
yasaklanmış, çirkinlik ve sapıklık olarak belirtilmiştir. Bu tür davranışlarda
bulunanların başlarına azap edici cezalar verileceği ifade edilmiştir. Bu
sebeple Avrupa’da ahlakın çökmesi ve bu durumun normalmiş gibi yasalaşmasıyla
başlayan bu sürecin Türkiye’ye sirayet ettirilmeye çalışılması önlenmeli ve
gençlerimizin bu eşcinsellik (LGBT) gibi sapkınlıklara kurban verilmemesi için
bir takım önlemler alınmalıdır.