4 Temmuz 2020 Cumartesi

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİNİN TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI




Son zamanda yaşanan gelişmelere bakınca Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında gözle görülür bir rekabet var. Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerde iki devlette farklı kararlar alıyorlar ve bu kararlar doğrultusunda sürekli karşı karşıya geliyorlar.
Birleşik Arap Emirlikleri dünyanın petrol rezervi bakımından en zengin altıncı ülkesidir. Bu ülke İngilizlerin sömürgesi altında kalmış ancak 1971 yılında İngilizlerin, Basra Körfezinden çekilmesi sonucunda “Birleşik Arap Emirlikleri” adı altında yedi emirlikten oluşan bir federasyon olarak kurulmuştur.[1] 

Bu iki devlet arasındaki kırılma noktası ise 2010 yılının sonunda Tunus’ta başlayan Arap Baharı süreci olmuştur. Kuzey Afrika’ya ve Ortadoğu’ya yayılan Arap Baharı sürecinde Türkiye ve BAE karşı taraflarda yer almışlardır. Yine buna mukabil Türkiye ve BAE arasında Mısır meselesi ayrışmaya sebepleri arasında yer almıştır. Mısır’da 2011’deki devrimin ardından Cumhurbaşkanı olarak Muhammed Mursi seçilmiş ve bu yeni hükümete Türkiye ve Katar silah ve maddi destek yardımında bulunmuştur. Fakat buna karşılık BAE ve yine Türkiye’nin politikalarından rahatsız olan Suudi Arabistan, Mısır’daki devrime karşı çıkarak Mursi yönetimini yıpratmaya dönük politikalar uygulamışlardır. BAE ve Suudi Arabistan 2013’de yapılan askeri darbeye destek vererek Darbeci Sisi yönetimine finansal yardımda bulunmuşlardır. Türkiye ise bu darbeci hükümeti tanımamış, Sisi’yi katliam yapmakla suçlamıştır.[2]  

Türkiye ve BAE’yi karşı karşıya getiren olaylar zincirini incelemeye devam edersek eğer Türkiye’nin, Suriye’de Beşşar Esed zulmüne uğrayan sivil halkın yanında yer alırken, BAE ise Esed rejiminin yanında yer aldı. Bu sebeple BAE, Türkiye’nin yaptığı meşru harekâtları kınamakla yetinmeyip İdlib’te sağlanan ateşkesin bozulması için de elinden geleni yaptı. Libya’da Türkiye, Birleşmiş Milletlerin tanıdığı meşru kabul edilen Ulusal Mutabakat Hükümetiyle antlaşmalar yapıp onları desteklerken, BAE ülkedeki Darbeci Hafter’in yanında saf tuttu. Yemen ve Filistin meselelerinde de Türkiye ve BAE’nin politikaları uyuşmadı.[3]
Tüm bu uyuşmazlık sonucunda BAE, 15 Temmuz 2016’daki 251 vatandaşımızın şehit olduğu hain darbe kalkışmasını açık bir şekilde destekledi.

Darbe girişimi sırasında BAE’ye bağlı “Sky news ve Al Arabiya” haber kanalları açık bir şekilde darbeyi desteklemişlerdir.[4]  BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el- Uteybe, basına sızan e-maillerinde bu teşebbüsünde yer almaktan dolayı memnuniyet duyduklarını ifade ediyordu. Darbe teşebbüsüne finansal destek veren Filistinli Muhammed bin Dahlan, BAE’nin adamıydı ve Türkiye’nin iade isteğine rağmen BAE buna yanaşmadı. Basına sızan haberlere göre ise bu darbe teşebbüsü için 3 milyar dolar harcanmıştı.[5]

Darbe girişiminden sonra kısa bir sürede toplanan Türkiye sınır güvenliğini korumak için PKK/YPG/ IŞID gibi terör örgütlerine karşı yaptığı sınır ötesi operasyonları dahi BAE kınayarak Türkiye düşmanlığını burada da göstermiştir. Ancak Türkiye kararlı tutumu yaptığı akılcı ve stratejik hamleler ile BAE’yi Ortadoğu’da alt etmeyi başarmıştır. Ancak yine de uyanık ve dikkatli olunmalıdır. Çünkü BAE’nin fiili liderinin Türkiye’ye olan husumetinin en önemli sebebi Arap halkları nezdinde karizması çok yüksek olan Recep Tayyip Erdoğan ile kişisel rekabete girmesidir.



[1]İlknur Savun, “BAE ve Türkiye Rekabeti’nin Arka Planı”, diplomatikstrateji.com/bae-ve-turkiye-rekabetinin-arka-plani/, Erişim Tarihi: 28.06.2020
[2] Ayten Mehmed, “Türkiye Birleşik Arap Emirlikleri İlişkileri”, Uluslararası Diplomasi Dergisi, c.3, 1 Mart 2020, s.88
[3] Prof. Dr. Cengiz Tomar, “Ortadoğu’da Kesişmeyen Doğrular: BAE- Türkiye Rekabeti”, aa.com.tr/tr/analiz/gorus-orta-dogu-da-kesismeyen-dogrular-bae-turkiye-rekabeti/1833875, Erişim Tasrihi: 08.05.2020
[4] Mehmet, “a.g.m.”, s.90
[5] Tomar, “a.g.m.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Diğer Yayınlar