Gönül coğrafyamızın sadece 81 vilayetten olduğunu zannedenler Türk
tarihinin ilmi nasibini almamış demektir. Çünkü Türk milleti hiçbir zaman
ülkülerine sınır çizmemiş vatan neresidir? Sorulduğunda “Atalarımızın mezar taşlarının
olduğu her yerdir” diye cevabını vermiştir.
İşte bugün Karabağ’da, Kosova’da, Kıbrıs’ta, Batı Trakya’da,
Türkistan’da, Afrika’da, Filistin’de ne işimiz varsa neden bizi bu coğrafyalar
bu kadar çok ilgilendiriyorsa Suriye ve Irak’ta bulunmamız işte bu dede hakkının miras bıraktığı
tarihi bağ sebebiyledir.
Çünkü
Türk milleti ve devleti var olup teşkilatlandığından beri gerek İslamiyet
öncesi gerek İslamiyet sonrası mazlumların yanında durmayı kendisine ülkü
edinmiştir. Yaptığı fetihler karşı durduğu meseleler hep bu ülkülerin eseri
sonucudur.
Bizim
bugün Afrin’de, El Bab’da veya Başika’da yani Suriye’de ve Irak’ta olma
mücadelemiz hem dede
hakkının miras bıraktığı tarihi bağ hem de ülkemizin
sınırlarında bir yapay terör devleti kurulmasını engellemek ve topraklarımıza
sınırdan gelebilecek olan tehlike karşısında meşru müdafaa hakkını
kullanabilmek içindir.
Bu yüzden
hiçbir Avrupa ya da Arap Devleti, Türkiye’nin buralarda ne işi var diye sorma
hakkına sahip değildir. İllaki bir soru sorulması gerekli ise o zaman PKK’nın,
PYD’nin, YPG’nin, Amerika’nın, Rusya’nın veya Nato’nun burada ne işi var? Diye
sorulmalıdır.
Türkiye’deki
Suriyeliler ile ilgili “Suriyeliler
Meselesine Tarihi ve Devletçi Bakış” başlıklı makalemde
Türkiye’nin; psikolojik, sosyolojik, ekonomik, kültürel ve siyasi boyutlarını
ve sıkıntılarını detaylı olarak yazdım.
Sonuç
olarak devletimizin Suriye’de ve Irak’ta bulunması haklı sebeplere dayalıdır.
Fakat Türkiye’deki Suriyeliler politikasının gözden geçirilmesi lazımdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder