Hz. Muhammed (S.A.V.)'in Öğretmenliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hz. Muhammed (S.A.V.)'in Öğretmenliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Kasım 2022 Perşembe

MESLEĞİMİN KUTSİYETİ




Her mesleğin zorluğu ve kutsiyeti elbette vardır. Ancak meslek sahibi olsun veya olmasın her okula gidenleri öğretmenler yetiştirmiyor mu? Bugün Cumhurbaşkanından tutunda işçisinden, memuruna kadar herkesin hayatında öğretmenlerin ufakta olsa bir dokunuşu yok mu?

İşte bu meslek insanların hayatlarına dokunduğu için vazifesi çok kutsal bir meslektir. Ancak bizim milletimizin öğretmenleri çok farklıdır. Çünkü hem fedakârdır hem vatanseverdir hem de kendini eğitim davasına adamıştır.

Öğretmenler bilginin ışığında vatanını yükseltenlerdir. Her türlü zorlu şartlar altında görevini en iyi şekilde yapmaya çalışanlardır. Bunun nedeni İslamiyet başta olmak üzere atalarımızda öğretmenlere hak ettiği değeri verip saygı göstermeleridir. Hz. Muhammed Efendimiz; “Ben ancak bir muallim olarak gönderildim” hadisi peygamberimizin eğitimcilik yönünü vurgularken, İslam’ın ilme ve öğretmene değer vermesinden feyiz alan atalarımız da aynı hassasiyet ile öğretmene verdikleri değeri her defasında göstermişlerdir. Nitekim Fatih Sultan Mehmet atına binmiş ve fethettiği İstanbul’a giriş yaparken sağında ve solunda hocaları Akşemseddin, Molla Hüsrev ve Molla Gürani vardı. Yine aynı şekilde Büyük Türk Mustafa Kemal’in dediği gibi; “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenlerden, eğitimcilerden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneği kazanmamıştır” ve “Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” sözleri öğretmene verilen değerin yanında öğretmenlik vazifesinin ne kadar kutsal ve önemli olduğunu da göstermiştir.

Bu kutsal meslek, şehitlik mertebesiyle kutsiyetini daha da artmıştır. Çünkü yeri geldiği zaman vatanını korumak yeri geldiği zaman cehaletle savaşmak için canlarını feda eden öğretmenlerimiz vardır. Bu nedenle 1915’te Çanakkale’de ve 1921’de Sakarya savaşlarında binlerce öğretmenlerimizi şehit verdik. Yine 1930’da Menemen’de cehalete ve gericiliğe karşı Öğretmen Asteğmen Kubilay’ı yıllar sonra ilmin değil cehaletin hüküm sürmesini isteyen PKK Terör Örgütüne karşı 1987’den başlayarak, özellikle 1993 – 1994 yılları arasında öğretmen katliamlarının zirve noktasına çıktığı yıllarda binlerce öğretmenimizi şehit verdik. Onlardan birisi de 21 yaşındayken ve yirmi beş günlük öğretmenken şehit edilen Neşe Alten’dir. Yine öğretmen adayıyken 1970’te Dursun Önkuzu ve 2015’te Fırat Yılmaz Çakıroğlu da dönemin hainleri tarafından şehit edilmiştir. En son 2017’de henüz hayatının baharında olup daha yirmi iki ve yirmi üç yaşlarında olan Necmettin ve Aybüke öğretmenlerimizi vatan ve eğitim davası uğruna şehit verdik.

Öğretmenlik bayrağı; “Ben ancak bir muallim olarak gönderildim” diyen kutlu peygamberimizden, İslam’ı öğretmek için gönderdiği ve İslam’ın ilk öğretmenlerinden sayılan Mus’ab Bin Umeyr’den ve Türk milletinin Başöğretmeni Mustafa Kemal’den ve şehitlerimizden bizlere devredilmiştir.

 

Zaten ilmin ve öğretmenliğin ne kadar önemli olduğu Hz. Muhammed (s.a.v.)’e inen Alak Suresi’nden belli değil midir?

“Bismillahirrahmanirrahim

1,2. Yaradan Rabbinin adıyla oku! O, insanı ‘alak’dan yarattı.

3. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.

4,5. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.”

Öğretmen bilgisini toplum ile paylaşan ve topluma liderlik, danışmanlık ve rehberlik yapan birer eğiticidir. Öğretmen toplumun bütün kesimlerine hitap eder. Beşeriyetin ve içinde yaşadığı toplumun kötü gidişatından ve ahlaki yozlaşmasından kendisini sorumlu tutar ve gidişatın düzelmesi için liderliği ve bilgisi ile topluma yön çizer. Bu yüzden öğretmenin kitlesi sadece öğrenciler değil, bütün milletimizdir.

İşte ben bu duygu ve düşünceler ile öğretmenlik mesleğine âşık oldum. Hem de öyle bir âşık oldum ki içimdeki din, vatan, millet, bayrak, devlet, öğrenme ve öğretme sevgisi, fikirlerim ile topluma yön çizmeye çalışma ve toplumun lideri olma aşkı hiçbir zaman bitmedi. İnşallah hiçbir zaman da bitmez.

Bu sebepten dolayı aşkıma layık olabilmek için kendimi sürekli yetiştirdim. Çünkü tarihteki Müslüman Türk bilim insanlarını okuduğumda birden çok alanda kendilerini yetiştirdiklerini öğrendim. Bu yüzden bende ilk olarak üniversitemi tarih bölümü okuyup sonrasında ikinci bir üniversite olarak uluslararası ilişkiler okudum. Pedagojik Formasyonumu alarak öğretmen oldum. O da yetmedi. Bir de tarihte uzmanlaşmak için tezli yüksek lisans yaptım. Siyaset, diplomasi ve uluslararası ilişkiler derslerinde kendimi geliştirdim. Her bulduğum fırsatta sertifika programlarına katıldım ve 11 tane farklı alanlarda sertifika aldım. Topluma fikirlerimi yaymak için önce internette kendi blogger sitemi açtım. Sonrasında ise Ortadoğu Gazetesinde yazdım. Hâlen yazdığım Son Saat Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapıyorum. Meb’den 11 tane teşekkür belgesi aldım. Şuan devletimin çeşitli okullarında öğretmenlik yapıyorum. 29 yaşında bu kadar kendimi geliştirmiş olmanın gururunu ve sevincini yaşıyorum. İnşallah ilerleyen yıllarda da aşkıma layık bir meslek hayatı sürer ve faydalı bir toplum lideri olurum.

Şimdiden 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlar, tüm meslektaşlarıma başarılar dilerim.


Diğer Yayınlar