2001’de ünlü yatırım bankası Goldman Sachs’ın
Britanyalı iktisatçısı Jim O’Neill tarafından yazılan raporda ‘’Yükselen
Ekonomiler’’ Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ülkelerinin baş harflerine atfen
BRIC bloğunu gündeme getirmiştir. Daha sonra 2010 yılında ise Güney Afrika
BRIC’e katılarak bu grubun adının BRICS olmasını sağlamıştır. Bu blok düzenli
toplantılar ile dünyaya yeni ekonomik, siyasal ve kültürel vizyonlar sunmaya
başlamıştır.[1]
BRICS terimi; Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın ekonomilerini
kast etmek için kullanılan bir terim haline gelmiştir. BRICS bu ülkelerin
İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşmuştur. 2009'dan itibaren devlet başkanları seviyesinde her yıl toplanan ülkeler
siyasi bir diyalog kurma hedefi gütmişlerdir. 2014'te ise BRICS çatısı altında
Yeni Kalkınma Bankası'nın (NDB) temelleri atıldı. Bu sayede ülkeler ABD ve
Avrupa'nın hükmündeki Uluslararası Para Fonu'na (IMF) rakip bir kurum
oluşturmuş oldu. 50 milyar dolarlık bir sermayeye sahip banka, dünyanın en
büyük çok taraflı kurumlarından biri haline geldi.[2]
Bankanın başkanlığı ise beş yıllık bir süre için Hindistan’a bırakıldı. Her
ülke, Maliye Bakanı’nı ya da Merkez Bankası başkanını bu bankaya temsilci
olarak gönderecek. Kuruluşundan altı yıl sonra ortak bir banka kurma gücüne
kavuşan BRICS ülkeleri, birçok konuda da işbirliği içerisinde olacak gibi
görülüyor.
BRICS ülkeleri dünya ekonomisinin yaklaşık beşte birini
oluşturmaktadır. Ayrıca üye ülkelerin nüfusu dünya nüfusunun yüzde 40'ını yani
2,9 milyar insandan oluşmaktadır. Bununla
birlikte uluslararası grubun üye devletleri dünyadaki maden rezervinin de %
60’ına sahiptir. Tahıl ürünlerinin yüzde 40’ını da bu ülkeler üretmekte ve
dünyanın erzak deposu konumuna yükselmişlerdir.
BRICS, ekonomik işbirliği gücü olarak, son 10 yıldır
dünyada. Ama tek kutuplu Batı hegemonyasındaki dünya düzenine karşı, alternatif
bir grup sinyali de veriyor. BRICS, dünya düzenine çok kutuplu bir dünya inşa
etmenin de ilk adımı olarak görülüyor.
BRICS'i oluşturan 5 ülke, küresel politikada da önemli aktörler. Hindistan eski başbakanı BRICS'in sadece ekonomik işbirliğini öncelemediğini, aynı zamanda küresel ve bölgesel sorunlara çözümler sunacağını dile getiren ilk lider olmuştu. BRICS'in 2013'de Güney Afrika'nın Durban kentinde gerçekleştirdiği zirvede, bünyesinde bir düşünce kuruluşu oluşturulması, BRICS'in oynayacağı siyasi rolün ilk kanıtıydı. Afrika'da çatışma kaynaklı sorunların çözümü için, BRICS ülkelerinin benzer tavırları benimsediği söylenebilir. Mesela, Güney Sudan'daki iç savaşın çözüme kavuşturulması için, birliğin tüm ülkeleri aynı tavrı gösterdi ve taraflar arasında arabuluculuk rolü üstlendi. Benzer bir durum, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki siyasi krizin çözülmesinde de izlendi. BRICS'in diğer birliklerden ayrılan bir başka yönü ise üç kuzey, iki güney devletini birleştirmesidir. Yani bir bakıma, ABD ve Avrupa ülkelerinin küresel hakimiyetine karşı, kuzey ve güneyin birleşmesi gibi görülebilir. Bu birlik, küresel sorunlara tek bloklu bir çözüm yerine, çok yönlü çözümlerin sunulmasını benimsiyor.[3]
TÜRKİYE ve BRICS
2018’de Güney Afrika’da gerçekleşen
BRICS’in liderler toplantısına Türkiye özel davetli olarak katıldı. Çünkü
Türkiye dünyada iki kutuplu bloktan kendisini sıyırmaya çalışıyor. Bu sebeple
hep “Dünya Beşten Büyüktür” görüşünü her platform da dile getiriyor. Bu sebeple
Türkiye'nin doğu ve güneyde etkili olabilmesi
için BRICS'e ihtiyacı olduğu gibi, BRICS'in de siyasi yaklaşımlarında Türkiye'ye
ihtiyacı var. Türkiye, BRICS'in Ortadoğu ve Avrupa'ya açılan kapısı olabilir.
BRICS ülkelerinin Türkiye ile işbirlikleri, ekonomik kazanımların yanı sıra,
siyasi, sosyal, kültürel ve güvenlik kazanımlarını da beraberinde getirecektir.
ABD ve Avrupa'ya karşı çok kutuplu bir yaklaşım, Türkiye ile daha da
güçlenecektir. BRICS-Türkiye zirvesi ile bir milyarı aşkın Müslüman nüfus ile
sosyal ve kültürel iletişimi daha canlı kılacaktır. Türkiye güvenlik noktasında
Ortadoğu coğrafyasında deneyimli bir ülke konumundadır. Özellikle Çin ve
Hindistan bu deneyimden faydalanabilecek; kendi ülkelerindeki krizlerinin
aşılmasında, Türkiye'nin desteğini yanlarında bulacaktır.
ABD başkanı Trump’ın hem kendi müttefikleri hem de
yükselen güçler ile yaşadığı ticaret savaşları küresel sisteme zarar
vermektedir. Böyle bir süreçte BRICS değerini artırmaktadır. Gözden
kaçırılmaması gereken şey ise olayın batı karşıtlığı ile
sınırlandırılmamasıdır. BRICS bloğunun kendi içindeki etkileşimi gün geçtikçe
artarken alternatif bir dünya sunmak için geçmiş birikimini kullanıp bize nasıl
bir dünya sunacağını göreceğiz. BRICS’in gösterdiği şaşırtıcı ekonomik
gelişmenin beraberinde getirdiği ideolojik, politik ve sosyal alternatiflerin
güçlü potansiyelini yok saymak, detaylarda boğulup büyük resmi görememek
anlamına gelir.[4]
Türkiye iki kutuplu bloktan kurtulmaya çalışan bir ülke durumundadır. Sadece Amerika yada Rusya arasında bir mekik dokuma siyasetinden çok dünyaya açılma siyaseti izlemek istiyor. Bu yüzden dünya üzerindeki bütün devletlerle temasa geçmek ve iyi ilişkiler kurmak istiyor. Ancak dünyanın küresel siyaseti buna imkan tanımıyor. Bu yüzden Türkiye dünya üzerinde gelişen küresel siyaset ve farklı bloklarda kendisine yer açmaya çalışıyor.
Bu yüzden Türkiye başta karşısına çıkan fırsatları değerlendirip ayrıca kendisi küresel siyasetini de oluşturmalı ve alt yapı çalışmalarını hazırlamalıdır.
Burada önemli olan alternatif dünyaların ortaya çıktığı
bir dünyada Türkiye’nin kendisini nasıl konumlandıracağı ve nasıl bir siyaset
izleyeceğidir.
[1] Umur
Tugay Yücel, “Türkiye’nin Küresel
Vizyonu: Yeni Dünya’nın Öncüsü BRICS”, https://www.diplomatikstrateji.com/turkiyenin-kuresel-vizyonu-yeni-dunyanin-oncusu-brics/, 2019
Yalçın Ademoğlu, “Brıcs
Neyi Hedefliyor, Hala Bir Anlam İfade Ediyor Mu?”, https://tr.euronews.com/2019/11/14/brics-neyi-hedefliyor-hala-bir-anlam-ifade-ediyor-mu, Brezilya, 2019
[4] Umur
Tugay Yücel, “Türkiye’nin Küresel
Vizyonu: Yeni Dünya’nın Öncüsü BRICS”, https://www.diplomatikstrateji.com/turkiyenin-kuresel-vizyonu-yeni-dunyanin-oncusu-brics/, 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder