Barış Pınarı Harekatı, Dünya’ya rağmen Türkiye’nin
yaptığı bir operasyondur.
Çünkü bu operasyonun yapılmaması için içten ve dıştan
birçok tepki geldi. İçimizdeki tepkileri verenler; PKK’ya terör örgütü
diyemeyenler ya da iktidara düşmanlık yapacağım diye Türkiye’nin aleyhine olan
her şeyde rol olanlardır. Hatta Türkiye’nin, Suriye’de işgalci olduğunu dile
getirecek kadar hainleşmişlerdir.
Ancak Türkiye’ye yapılan terör eylemlerini görmeyip
Amerika’nın teröristlere 3000 tır silah göndermesine ses çıkarmayıp,
askerimizin, polisimizin ve sivil vatandaşlarımızın teröristlerin yaptığı
eylemler sonucu şehit edilmesini göz ardı edip tepki vermemesinin tek bir
açıklaması vardır. Bunlar Türkiye’nin ve Türk Milletinin düşmanıdırlar.
Dışarıdan gelen tepkilere gelince onlara zaten
alıştık. Karşılarında “ŞAHİN” bir Türkiye görmemek için ellerinden gelen her
şeyi yapıyorlar. Suriye’de, Irak’ta, Vietnam’da, Somali’de ve dünyanın birçok
Afrika ülkesini sömürüp oradaki yerli halka etmediği eziyeti bırakmayanlar
bugün Türkiye’ye, “Suriye’de ne işiniz var?” diye soruyor. Üstelik Türkiye’yi
işgalci ve sivil katliamı yapmakla suçluyor. İşte Batı’nın yüzsüzlüğünü
görüyorsunuz. Amerika’nın Irak’ta yaptıkları, Somali’de, Vietnam’da yaptıkları
rezillikler ortadayken, Fransa’nın Cezayir, Tunus, Gine, Gabon, Senegal,
Kamerun ve diğer birçok Afrika ülkesini sömürüp yerli halkına ne tür insanlık
dışı işkenceler ve soykırımlar yaptıkları tarihin notlarında var. Bunun yanında
birkaç Avrupa ülkesi de dünyayı sömürgeleştirmeye çalıştı. Bu ülkeleri ve
sömürdükleri yerleri yazmaya kalkarsam yazım bayağı bir uzun olacağı için
şimdilik bu konuyu burada kapatıyorum.
Türkiye’nin bölgesel güç olma yolunda attığı adımlar
neticesinde başta ABD ve AB ülkeleri çok rahatsız oldu. Bu yüzden Türkiye’yi
askeri ve diplomatik alanda sürekli sıkıştırmak ekonomik olarak yaptırımlar
uygulamak ve teröristleri korumak gibi yöntemleri uygulamaya koymaya
çalıştılar. Ancak Türkiye bu oyunların hepsini bozdu.
Türk Milletinin kararlılığıyla, Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın
Cumhurbaşkanının birlikte hareket etmesiyle diplomatik manevralar yapılarak
birçok badire atlatıldı.
Böylelikle Sınır güvenliğimizin sağlanması,
mültecilerin tekrar Suriye’ye geri gönderilmesi için güvenli bölge koridorunun
oluşturulması konusunda kararlılığı sürdüren Türkiye, Barış Pınarı Harekatını
başlattı. İlk zamanlar Türkiye’nin başarılı olamayacağını zanneden ABD ve AB
ülkeleri bu operasyonlara fazla ses çıkarmadılar. Türkiye’nin operasyonuna
destek vermeyeceklerini açıklamakla yetindiler. Ancak Türk Ordusu kısa sürede
birçok bölgeyi temizleyip teröristleri hem havadan hem karadan imha etmeye
başlayınca ABD ve AB ülkeleri tavırlarını değiştirip Cumhurbaşkanımızı aramaya
başladılar. Yakın zamanda da ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri
Bakanı Mike Pompeo Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanıyla görüşme yaptılar.
Bu görüşme sonucu Barış Pınarı Harekatına ara
verildi. Türkiye şuan istediklerini aldı. 13 maddelik bir bildiri yayınlandı.
Bu bildiriye göre teröristler 5 gün içinde güvenli bölge dışına çıkacak ve
güvenli bölgenin kontrolü Türk Silahlı Kuvvetlerinde olacak. Ayrıca ABD
yaptırım uygulamayacak.
Ancak şu konudaki endişemi de belirtmek isterim ki;
ABD Başkanı bir dediği bir dediğini tutmayan ve dengesizce açıklamalar yapan
birisi onun için ona güvenmiyorum. Muhtemelen Devletimiz de Trump’a en az benim
kadar güvenmiyordur. Ancak ben yine uyarımı yapmak istiyorum. Dikkatli olmak
gerekli diye düşünüyorum. Her ne kadar Cumhurbaşkanı gerekli uyarıları yaptı.
“Eğer verilen söz tutulmazsa 120 saatin sonunda hemen kaldığımız yerden devam
ederiz operasyonlara” diye uyarıda bulunsa da biz yine de “B” ve “C”
planlarımızı şöyle kenarda hazırda tutalım.
Çünkü bizim dostumuz az düşmanımız çok; Harekat
başladıktan sonra bize ilk destek veren ülkeler; Azerbaycan, Kuzey Makedonya,
Pakistan, Sırbistan, Macaristan, İspanya, Katar, KKTC ve Türk konseyinde
yayınlanan bildiriyle Türk Devletleri bize destek verdiler.
Destek vermeyenler ise; Suudi Arabistan, ABD, İsveç,
Almanya, Fransa, Hollanda, Mısır, Kanada, Danimarka, İran, Finlandiya’dır. Tabi
birde bunun yanında tarihte olduğu gibi bir de Arap ihaneti var. Mısır’ın
çağırısıyla Arap Birliği toplantısı yapılarak Barış Pınarı Harekatı kınandı. Cumhurbaşkanı
da “sizin topunuz bir araya gelseniz
zaten bir tane Türkiye etmezsiniz” diyerek alınan bu karara sert tepki
gösterdi.
Türk devleti ve milleti Araplara o kadar yardım
yapmışken ve Araplar kendi ırklarından olan Suriyelileri ülkelerine almayıp
onlar için mücadele etmezken Türkiye 4 milyona yakın Suriyeli misafir edip 40
milyar dolar harcadı. El insaf be kardeşim zamanında Osmanlı’yı sattınız ne
oldu? O gün bu gündür Arap ülkeleri perişan halde kiminiz halen bazı Batılı
ülkelerin sömürgesi altındasınız kiminiz de oyuncağı olmuşsunuz. Tarihten ders
çıkarmayıp bugün de Türkiye’ye ihanet ediyorsunuz. Osmanlı’ya ihanetinizin
sonucunu hâlâ öderken neden tarihten ders çıkarmıyorsunuz?
Kendi düşen ağlamaz Türk Devleti yıkıldı denildiği
zaman küllerinden doğdu. Türk Milleti yok oldu denildiği zaman varlığını
muhafaza etmeyi başardı. Bugün bunu yine yapar ancak siz yaptınız ihanetle onun
bunun kuklası olup kişiliğinizi, şerefinizi Batı’nın insafına terk edersiniz.
Sonuç olarak Türk Devleti hakkını kullanıp kendini
koruma refleksini kullanıp operasyonunu yaptı. Türk Milleti Türk ordusuna büyük
destek verdi. Bunun sonucunda ABD’den istediğini aldı. Şimdilik harekata ara
verildi.
Bakalım Salı günü süre dolunca ne olacak? Ancak
şundan eminim ki Türkiye’nin de Türk Milleti’nin de sabrı aşırı taştı. Bu
yüzden “azdan az çoktan çok gider” diyerek
gemileri yakarsa o zaman dünya görsün “Türk’e
kefen biçenin sonunu”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder