Reform Nedir? Katolik Kilisesi Nasıl Çökmüştür? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Reform Nedir? Katolik Kilisesi Nasıl Çökmüştür? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ağustos 2018 Perşembe

REFORM HAREKETLERİ VE KİLİSENİN ÇÖKMESİ

Reform kelime anlamı olarak düzenlemek ve yeniden şekil vermek olup 16. Yüzyılın başlarında Avrupa’da Hıristiyanlık dininde meydana gelen değişiklikleri ifade eder.
Peki Reform nasıl vücut buldu?
Hümanizm sayesinde Hıristiyanlığın kaynaklarına inilip bilginlerin gerçeği görmesiyle Avrupa değişim rüzgarları başlamış oldu.
Eski Yunan ve Latin dilinin ve Edebiyat eserlerinin İbranice eserlerinin incelenmesi hareketine Hümanizm denir. Bu incelemeleri yapan bilginlere de Hümanist adı verilir.
Bilim ve Sanat alanında yapılan incelemeler Rönesans’ı ortaya çıkarmış dini metin incelemeleri ise Reform hareketinin doğmasına sebep olmuştur. Nitekim bu yapılan incelemeler sonucunda Hıristiyanlıktaki mevcut birçok uygulamanın beşeri uydurmalar olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum mevcut Hıristiyanlığa karşı şüpheyi arttırmış ve imanı sarsmıştır. Kilisenin bu derece bozulmasında bazı siyasi ve şahsi sebepler yüzünden Eski Mısır ve Yeni Yunan ve Roma’nın politeist yani çok Tanrılı İnanç sisteminin Hıristiyanlığa dahil edilmesi olmasındandır. Böylece İsa Peygamberin bildirilerden sapılmıştır. Hümanistler bu gerçeği görmüşler ve kiliseye cephe almışlardır.
Papalık kurumu M.S.1 yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Katolik kilisesinin en yüksek makamıdır. Papa bu inanışa göre Hz. İsa’nın yeryüzündeki vekilidir.
Papa, Avrupa’nın hem dini hem de siyasi en büyük lideridir. Papalar, Roma’da çok büyük masraflarla yapılan muhteşem Vatikan Sarayında oturmaya başladılar. Kilise başlangıçta fakir iken, papaların bulduğu bazı yollar sayesinde çok zenginleşti. Özellikle Roma’nın ziyaretini yarı haç saymaları büyük zenginlik meydana getirdi. Çünkü Roma’ya gelen zengin Hıristiyanlar Kilise’ye büyük paralar bağışlamışlardı. Papaların saygı uyandırmayan yaşayışları kilise de düzeltme yapılmasını isteyenlerin sayısını arttırdı. Yine Papaların siyasete karışımı prenslerin tahta çıkışlarına müdahil olmaları hanedanlar arasında da kiliseye tepki meydana getirmiştir.
Dini metinleri inceleyen Hümanistlerin eserleri ucuz kağıt ve matbaa sayesinde çoğaltılmış ve geniş halk kitlelerine ulaştırılmıştır. Bu eserler sayesinde Avrupa halkı kiliselerdeki birçok uygulamanın uydurma olduğunu görmüştür.
Tabi Reformu gerçekleştiren Erasmus ve Martin Luter’i de unutmamak gerekir. Alman Hümanisti olan Erasmus çalışmalarının tamamını dini metinler üzerinde yapmıştır. 1511 yılında yayınladığı “Deliliğe Methiye” adlı eserinde dinde yer alan uygunsuzlukları belirtmiştir. Yine 1516 yılında bastırmış olduğu İncil, Hıristiyan aleminde çok büyük bir yankı uyandırmıştır. Diğer önemli bir eseri de “Hıristiyan Şovalyesinin El Kitabı” adlı eseridir.
Erasmus bu eserlerinde dine sonradan dahil edilen bir çok uydurmaları ortaya çıkarmıştır. Erasmus, Reform hareketinin hazırlayıcısı olmuştur. Çünkü bütün bu gerçeklere rağmen Papalığa cephe almamış ve onların bu yanlışlardan döneceğine inanmıştır. Bu yüzden Reform hareketinin liderliğini bir başka Alman olan Martin Luter’e kaptırmıştır.
Luter bir Hümanist değil, Hıristiyan bir din adamı olan Keşiş’tir. 1505 yılında Erfurt Üniversitesini bitirdikten sonra Agustinler Manastırına girdi. Burada 2 yıl boyunca ruhunu selamete kavuşturmak amacıyla çile çekti. 1510’da kurulan Vitenberg Üniversitesinde profesör olarak gönderildi. Aynı yıl Agustinler manastırlarının birleştirilmesi amacıyla Başrahip tarafından Roma’ya gönderildi. Kilisenin Başkanı olan Papayı ve Kardinalleri görmeyi candan arzu ediyordu. Fakat büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Papalık sarayının ihtişamı, lüksü, siyasi karakterleri ve Roma’daki Papazların uygunsuz halleri onu çok üzdü.
Luter büyük bir bunalıma girdi.1512 ile 1517 yılları arasında Hümanistlerin kaleme almış olduğu dini eserleri okudu ve kilisenin mevcut birçok uygulamasını uydurma olduğuna karar verdi.
31 Ekim 1517 tarihinde Martin Luter, Viternberg Kilisesinin kapısına 95 maddelik bir bildiri astı. Bu bildiri ile kilisenin yanlışlıklarını ortaya koymuştur. Kilise bunun üzerine Luter’e fikirlerinden vazgeçmesi yönünde baskı yapınca Luter kızmış ve 1519 yılındaki bir yazısında papayı Deccale benzetmiştir. Papa Luter’i, Alman İmparatoru Şarken’den yakalamasını istedi. Ancak Luter’in arkasında geniş halk kitlesi olduğu için Şarken, Luter’i tutuklamaya cesaret edememiştir.
Böylece Rönesans gibi Reform hareketleri de Avrupa’daki diğer ülkelere sıçramış ve kilisenin itibarı bitmiştir.

Diğer Yayınlar