Dünyada
giderek yaygınlaşan ve hatta normalmiş gibi kabul görülen bununla birlikte
yasal bir çerçeveye oturtulan LGBT dernekleri tarafından eşcinsellik Türkiye’de
yaygınlaştırılmak ve toplum nezdinde kabul görülmesi için çalışmalar
yapmaktadır. Ayrıca bu çalışmalar yapılırken de insan hakları vurgusu yapılarak
Avrupa’dan destek almak amaçlanmıştır. Bu konuyla ilgili Prof. Dr. Ergün
Yıldırım bu konuyla ilgili şöyle söylemiştir:
“Eşcinseller yaşam
tarzlarını hırçın, dayatmacı, baskıcı bir dil kullanarak topluma sunuyorlar.
İnsanlar eleştirilerini ortaya koymaktan bile çekiniyor. En normal eleştiri
bile homofobik ve nefret suçu olarak damgalanıyor. Oysa demokratik toplumlarda
eleştiri en doğal haktır. Eşcinsellik, toplumsal ve inanç olarak yüzyıllardır
süregelen kadın, mahremiyet ve ahlak kültürümüzü ters yüz eden; bunları
parçalayan, alaşağı eden tutum ve nitelikler taşıyor.” (Ergün Yıldırım, “Mahremiyetimize,
Ahlakımıza Saldırıyorlar: LGBT terörüne son verilmeli”, https://www.milatgazetesi.com/haber/mahremiyetimize-ahlakimiza-saldiriyorlar-lgbt-terorune-son-verilmeli-5450/?fbclid=IwAR3dv4pk2NHodv_gXaiLFr3Kd2hM3awmLUIhTf7b62s8HlvUikr7qngX7UM, Erişim Tarihi: 13.03.2021)
Dünyada, eşcinsel evlilikleri yasal bir zemine oturtan 10
ülkeden 8’i Avrupa’dadır. Diğer 14 Avrupa ülkesinde ise medeni birliktelik adı
altında farklı türdeki eşcinsel birlikteliklerde yasallaşmıştır. Bu nedenle
LGBT toplulukları verilen haklar doğrultusunda diğer ülkelere nazaran
Avrupa’dan özellikle de Avrupa Birliği’nden memnuniyetlerini belirtmişlerdir. (“Avrupa’da LGBT Hakları”, https://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa%27da_LGBT_haklar%C4%B1,
Erişim Tarihi: 13.03.2021)
Ancak başta Avrupa olmak üzere diğer toplulukların dini
inançlarına bakıldığında zina ve eşcinsellik yasaklanmıştır. Her ne kadar
tahrif edilmiş olsa da günümüze ulaşan Tevrat, Zebur, İncil’de de zina ve
eşcinsellik yasaklanmıştır.
Tevrat’ta Tanrı’nın insanları erkek ve dişi olarak
yarattığını, erkek ve dişi olan bu iki farklı cinsin birbirinden türemesini
yazmıştır. Bu anlatılan olayın metni aynen şöyledir:
“1: 27 Tanrı insanı
kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
1: 28 Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” dedi, “Yeryüzünü
doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde
yaşayan bütün canlılara egemen olun.”
Yine Tevrat’ta “Mısır’dan Çıkış” bölümünde zinanın yasak olduğu
ifade edilmiştir.
“20:
14 Zina etmeyeceksin.”
Ayrıca Tevrat’ta zina edenlerle ilgili verilen birçok ceza
yasaları da vardır. Yine bununla birlikte
Tevrat’ta “Yasak İlişkiler” bölümü olan Levililer ile ilgili kısımda erkek
erkeğe yani eşcinsellik yasaklanmıştır. Tevrat’ta geçen ifade aynen şöyledir:
“18:
22 Kadınla yatar gibi bir erkekle yatma. Bu iğrençtir.”
Zina ve Eşcinselliğin yasak olmasının yanında bir de başka
kimlerle ilişkiye girmenin yasak olduğunu detaylıca şu ifadelerde görülmüştür.
Tevrat’ta geçen ifadeler şu şekildedir:
“18: 6 “‘Hiçbiriniz
cinsel ilişkide bulunmak için yakın akrabasına yaklaşmayacak. RAB benim.
18: 7 Annenle cinsel ilişkide
bulunarak babanın namusuna dokunmayacak-sın. O senin annendir. Onunla ilişki
kurmayacaksın.
18: 8 Babanın karısıyla cinsel
ilişki kurmayacaksın. Babanın namusudur o.
18: 9 Annenden ya da babandan
olan, ister seninle aynı evde doğmuş olsun, ister olmasın üvey kız
kardeşlerinden biriyle cinsel ilişki kurmayacaksın.
18: 10 Kızının ya da oğlunun
kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü onların namusu senin namusundur.
18: 11 Babanın evlendiği
kadından doğan kızla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o babandan olmadır,
senin kız kardeşin sayılır.
18: 12 Halanla cinsel ilişki
kurmayacaksın. Çünkü o babanın yakın akrabasıdır.
18: 13 Teyzenle cinsel ilişki
kurmayacaksın. Çünkü o annenin yakın akrabasıdır.
18: 14 Amcanın namusuna
dokunmayacaksın. Karısına yaklaşmayacaksın, çünkü o senin yengendir.
18: 15 Gelininle cinsel ilişki
kurmayacaksın. Çünkü oğlunun karısıdır. Onunla ilişki kurmayacaksın.
18: 16 Kardeşinin karısıyla cinsel
ilişki kurmayacaksın. Çünkü o kardeşinin namusudur.
18: 17 Bir kadının hem kendisiyle, hem
kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Kadının kızının ya da oğlunun kızıyla
cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü onlar kadının yakın akrabasıdır. Onlara
yaklaşmak alçaklıktır.
18: 18 Karın yaşadığı sürece onun kız kardeşini
kuma olarak almayacak ve onunla cinsel ilişki kurmayacaksın.
18: 19 “‘Âdet gördüğü için kirli sayılan
bir kadınla cinsel ilişki kurmayacak-sın.
18: 20 Komşunun karısıyla cinsel ilişki
kurarak kendini kirletmeyeceksin.
18: 21 İlah Molek’e ateşte kurban edilmek
üzere çocuklarından hiçbirini vermeyeceksin. Tanrın’ın adına leke
getirmeyeceksin. RAB benim.
18: 22 Kadınla yatar gibi bir erkekle
yatma. Bu iğrençtir.
18: 23 Bir hayvanla cinsel ilişki
kurmayacaksın. Kendini kirletmiş olursun. Kadınlar cinsel ilişki kurmak
amacıyla bir hayvana yaklaşmayacak. Sapıklıktır bu.
18:
24 “Bu davranışların
hiçbiriyle kendinizi kirletmeyin. Çünkü önünüzden kovacağım uluslar böyle kirlendiler.”
Bir başka tahrif edilmiş olsa da günümüze ulaşan Zebur’un 50.
Bölümü olan “Mezmur”da da zina konusu şöyle ifade edilmiştir:
“50:
16 Ama Tanrı kötüye şöyle diyor:
Kurallarımı ezbere okumaya
Ya da antlaşmamı ağzına almaya ne
hakkın var?
50: 17
Çünkü yola getirilmekten nefret ediyor,
Sözlerimi arkana atıyorsun.
50: 18
Hırsız görünce onunla dost oluyor,
Zina edenlere ortak oluyorsun.
50: 19
Ağzını kötülük için kullanıyor,
Dilini yalana koşuyorsun.
50: 20
Oturup kardeşine karşı konuşur,
Annenin oğluna kara çalarsın.
50: 21
Sen bunları yaptın, ben sustum,
Beni kendin gibi sandın.
Seni azarlıyorum,
Suçlarını gözünün önüne seriyorum.
50: 22
“Dikkate alın bunu, ey Tanrı’yı unutan sizler!
Yoksa parçalarım sizi, kurtaran
olmaz.
50: 23
Kim şükran kurbanı sunarsa beni yüceltir;
Yolunu düzeltene kurtarışımı
göstereceğim.”
Zebur’un
50:18’deki kısımdan anlaşıldığı üzere zina hoş karşılanmamıştır.
Bir
başka tahrif olunmuş kitap olan İncil ise eşcinselliği utanç verici ve sapıklık
olarak nitelendirmiştir. İncil’de bu açıklama “Pavlus’tan Romalılar’a Mektup”
bölümünde şu şekilde ifade edilmiştir.
“Rom.
1:25 Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan’ın yerine
yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır. Amin.
Rom:
1-26
İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti. Kadınları bile
doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler.
Rom.
1:27
Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp birbirleri için
şehvetle yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler
ve kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar.
Rom.
1:28
Tanrı’yı tanımakta yarar görmedikleri için Tanrı onları yararsız düşüncelere,
yakışıksız davranışlara teslim etti.”
İncil’de
“Pavlus’tan Korintliler’e Birinci Mektup” kısmının altıncı bölümündeki davalar
kısmında eşcinsellikle ilgili bir başka ifade ise aynen şöyledir:
“1.Ko.6:9-10 Günahkarların, Tanrı
egemenliğini miras almayacağını bilmiyor musunuz? Aldanmayın! Ne fuhuş yapanlar
Tanrı’nın egemenliğini miras alacaktır, ne puta tapanlar ne zina edenler ne
oğlanlar ne oğlancılar ne hırsızlar ne açgözlüler ne ayyaşlar ne sövücüler ne
de soyguncular.”
Tevrat,
Zebur ve İncil’deki bu ifadelerden anlaşıldığı üzere zinanın ve eşcinselliğin
yasaklanmasına rağmen Avrupa’nın bu ahlaki çöküntüyü yasal zemine oturtması çok
şaşırtıcıdır. Tevrat, Zebur ve İncil’de başlangıçta erkek ve dişinin birbirleri
için yaratıldığını ve bu ilişkinin doğal olduğunu çünkü insanların üremesi
gerektiğini bildirilmiştir. Aynı zamanda bu kitaplarda zinanın ve eşcinselliğin
yasaklandığı bununla birlikte bu tür ahlaksızlıkları yapanların Tanrı
tarafından cezalandırılacağı açıkça ifade edilmiştir.
En
son hak din olan İslam’ın rehberi Kur’an’da da canlı varlıkların soylarının
devamı için üremesi gerektiğine ve bu da ancak erkek ve dişi olmak üzere iki
farklı cinsin ortak faaliyetlerine bağlı olduğu bu yüzden canlı varlıkların
erkek ve kadın olarak çiftler halinde yaratılmış olduğu bildirilmiştir.
Kur’an-ı
Kerim’in Ra’d Sûresi 3. Ayetinde:
“O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar,
nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş
yaratandır.* O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim
için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır.”**
(*Diyanet İşleri Başkanlığının açıklamasına göre;
Botanik biliminin açık bir şekilde ortaya koyduğu üzere bitkilerde üreme, erkek
ve dişi organlar vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Bu erkek ve dişi organlar bazen
aynı çiçekte, bazen ayrı çiçeklerde, bazen de hurmada olduğu gibi ayrı
ağaçlardaki çiçeklerde olabilmektedir. Kur’anı Kerim Meâli, “Ra’d Sûresi 3.
Ayet”, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Bas:19, Ankara 2010, s.248
**Kur’an-ı Kerim, “Ra’d Sûresi 3. Ayet”; Yine Ta-ha
Sûresi 53. Ayet’te Yasin Sûresi 36. Ayette ve Zâriyât Sûresi 49. Ayette
insanların ve bitkilerin dişi ve erkek olmak üzere iki ayrı cinste bir çift
olarak yaratıldığı bildirilmiştir.)
Kur’an-ı
Kerim Şûra Sûresi’nin 11. Ayetinde:
“O gökleri ve yeri yaratandır. Size
kendinizden (kendi türünüzden) eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler
yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O,
hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”
Hucurât
Sûresi’nin 13. Ayetinde ise:
“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi
bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve
kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en
çok sakınanızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar
olandır.”***
(*** Kur’an-ı Kerim, “Hucurât Sûresi 13. Ayet; Fatır
Sûresi 11. Ayet ve Necm Sûresi 45. Ayette de aynı şekilde cinsiyet
farklılığının hayatın devamlılığı, sürekliliği ve düzeni için zaruriyetini
ifade etmişlerdir.)
Ayrıca
canlıların dişi ve erkek olarak yaratılmasının yanında bu ilişkilerin sağlıklı
bir biçimde yürümesi için Kur’an-ı Kerim zina ile ilgili uyarılarda
bulunmuştur. İsrâ Sûresi 32. Ayette:
“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son
derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.”
Tüm
bunlarla beraber normal cinsi tabiata aykırı düşen yollardan cinsi tatmin
sağlanması İslam’da hiç tasvip edilmemiştir. (İlmihal İslam ve Toplum, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, C.2,
Ankara 2010, s.125)
Bu
sebeple Kur’an-ı Kerim eşcinselliğe karşı çıkmış bu davranışları yapan Lût
Kavmini çok sert bir dille tenkit ve reddetmiştir.
Eşcinsellikle
ilgili Kur’an-ı Kerim’de Arâf Sûresi’nin 81. Ayetinde:
“Hakikaten siz kadınları bırakıp,
şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz”
Hûd
Sûresi 78. Ayette:
“Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide
bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür
çirkin işleri yapıyorlardı. Lût, dedi ki: ‘Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la
nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir.**** Allah’a karşı gelmekten sakının ve
konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok
mu?”
(*****
Bir peygamber, gönderildiği kavmin manevi babası sayılır. Bu itibarla
gönderildiği toplumun kadınları o peygamberin manevi kızları mesabesindedir.
Burada Lût Peygamber, kavmini içine düştükleri cinsel sapıklığı (erkeğin
erkekle cinsel ilişkisi) terk edip meşru ve doğal ilişkiye dönmeleri ve
kadınlarla nikâhlanmaları konusunda uyarmaktadır.)
Yine
Hûd Suresi’nin 82,83. Ayetinde eşcinsellerin başına gelen azaptan bahsedilerek
şöyle denilmiştir:
“(Azap) emrimiz gelince oranın altını
üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan
taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.”
Lût
Peygamberin kavmini eşcinsellik konusunda uyardığı Şu’arâ Sûresi’nin 165-174.
Ayetlerinde şöyle görülmüştür:
“165,166. Ayette; ‘Rabbinizin, sizin
için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi
yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.’
167. Ayette; Dediler ki: ‘Ey Lût! (işimize
karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!’
168. Ayette; Lût, şöyle dedi:
‘Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım.’
169. Ayette; ‘Ey Rabbim! Beni ve
ailemi onların yaptıkları çirkin işlerden kurtar.’
170,171. Ayette; Bunun üzerine biz de
onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık.
172. Ayette; Sonra diğerlerini helâk
ettik.
173. Ayette; Onların üzerine bir
yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların
yağmuru ne kadar da kötü idi.
174. Ayette; Şüphesiz bunda büyük bir
ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.”
İslam’ın kutlu peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s)’de
erkeğin kendi eşine tenasül organından değil de arka uzvundan yaklaşmasını
“küçük livata” olarak adlandırmış ve kesin olarak yasaklamıştır. (Ebu Davud, “Nikah”, 45; Tirmizi,
“Taharet”, 102; İbn Mace, “Nikah”,29; Aktaran: İlmihal İslam ve Toplum,
Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, C.2, Ankara 2010, s.125)
Öte yandan, hayvanla cinsi temas kurulması da iğrenç
görülmüş, bu hareket ağır bir suç ve günah sayılmıştır.* El ile cinsi tatmin
sağlanması da yine hoş görülmeyen bir davranıştır. Bu anlatılanlara ilave
olarak Hz. Peygamber kadına benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye
çalışan kadınlara lânet etmiş** ve bu tipler için bazı yaptırımları yürürlüğe
koymuştur.*** Ayrıca, erkekler için yasakladığı cins ve renkteki giyecekleri
erkek çocuklar üzerinde görünce hoşnutsuzluk gösterip müdahale etmiştir.**** (*Ebu Davud, “Hudûd”, 30; Tirmizi,
“Hudûd”, 23; Aktaran: İlmihal İslam ve
Toplum, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, C.2, Ankara 2010, s.125; **Buhari,
“Libas”, 61-62; Ebû Davud, “Libas”, 30; ***Buhari, “Libas”, 61; Müslim,
“Selam”, 62; ****Müsned, IV, 171; 23,24,25. Dipnotları aktaran; İlmihal İslam ve Toplum, Türkiye
Diyanet Vakfı Yayınları, C.2, Ankara 2010, s.125)
Sonuç
itibariyle tahrif edilmiş kitaplardan Tevrat, Zebur ve İncil başta olmak üzere
son hak din İslamiyet’in kitabı olan Kur’an-ı Kerim’de eşcinsellik kesinlikle
yasaklanmış, çirkinlik ve sapıklık olarak belirtilmiştir. Bu tür davranışlarda
bulunanların başlarına azap edici cezalar verileceği ifade edilmiştir. Bu
sebeple Avrupa’da ahlakın çökmesi ve bu durumun normalmiş gibi yasalaşmasıyla
başlayan bu sürecin Türkiye’ye sirayet ettirilmeye çalışılması önlenmeli ve
gençlerimizin bu eşcinsellik (LGBT) gibi sapkınlıklara kurban verilmemesi için
bir takım önlemler alınmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder