14 Aralık 2022 Çarşamba

GENÇLİĞİ TÜRK-İSLAM SENTEZLİ FÜTÜVVET EHLİ YETİŞTİRİN


 

 

Günümüzde gençlik sıkıntılı bir dönem geçirmektedir. Bu sıkıntılar genel ahlak çöküşü başta olmak üzere milli ve manevi duyguların körelmesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu yüzden gençliği kurtarmanın formülü ancak ve ancak Türk-İslam ruhunun gençlere aşılanıp onları fütüvvet ehli olarak yetiştirmekle mümkün olacaktır. 

Peki fütüvvet nedir?

Fütüvvet; İslam’da cömertliği, başkaları için hayır ve iyilik yapmayı, nefsini zapt ederek başkalarını tercih etmeyi, insanların hizmetinde olmayı ve Hakka hizmeti halka hizmette bulmayı anlatan en üst ahlak ilkesidir. Fütüvvet, tasavvufun ideal ahlakını anlatır. Başka bir ifadeyle tasavvuf öncelikle nefsin tezkiyesi üzerinde odaklanmış olsa bile varmak istediği iyi ahlakın başında fütüvvet ideali gelir. Fütüvvet, yani yiğitlik, en üstün erdemdir ve bu erdem canını Hz. Peygamber için verebilen ve savaş esnasında bile öfkelendiğinde kendisini zapt edebilen Hz. Ali’de hakiki anlamını kazanmıştır. (İbn Arabi, Fütüvvet Ehli ve Meczupları), Lıtera Yayıncılık, Ter: Ekrem Demirli, İstanbul 2015, s.28) İşte biz gençlerimizi bu şekilde fütüvvet ehli ve güzel ahlaklı yetiştirmeliyiz.

Bu nedenle bu konuda diyanet işleri başkanlığına çok iş düşüyor. Çünkü yapılan araştırmalara göre gençlerimiz arasında ve hatta orta yaşlılar arasında güzel dinimiz İslam’ın temel dini bilgilerini dahi bilmeyenler var. Bu da İslam dinine çok büyük fedakârlıklarla hizmet eden Allah’ın adını yaymak için yedi iklim ve üç kıtaya at süren atalarımızın torunlarına yakışmamaktadır. Hemen şunu da belirteyim ki bunun ne laiklikle nede başka bir şeyle alakası yoktur. Bu tamamen bizim tembelliğimizden ve okumamamızdan kaynaklanıyor. Bizim yaratan Rabbimiz peygamberine dahi “OKU” diye ilk emrini bildirmiştir. Bizler birer aciz kul olarak başka başka bahaneler üretmemize gerek yok. Sen bir Müslüman olarak Allah’ın emri olan “OKU” emrini yerine getirmeyip dinimizi kendini bilmez hocayım diye geçinen şeyhlerden, şıhlardan öğrenirsen her sakallıyı hoca zannedersen din yerine batıl inanç öğrenirsin. Bunun için ilk önce ilahiyat fakültelerine çeki düzen verilmelidir. Dinimizi öğretecek iyi âlimler yetiştirilmelidir. Buna mukabil diyanete bu iyi yetişmiş âlimler atanmalıdır. Gençlerimiz ve farklı yaşlardaki insanlarımız merdiven altı açılan cemaat evlerinden değil, devletimizin kontrolündeki resmi kurumlarda İslam’ı en iyi şekilde öğrenmelidir. Kaş yaparken göz çıkarmamak için gençlerimizi saçma sapan FETÖ veya Adnan Oktar gibi dini eğitim veriyorum adı altındaki terör örgütlerine kaptırmamak için diyanet işlerinin ve ilahiyat fakültelerinin sağlam çalışmalar yapıp gençlerimize ulaşmaları gerekmektedir. Fakat şunu da ifade etmek istiyorum. Bütün cemaatlerde bu terör örgütleri gibidir demiyorum. Mutlaka içlerinde gerçekten İslam için çalışanlarda vardır. Ancak bunlarda yine devletimizin kontrolünde olması ve art niyetli cemaatlerin de önüne geçilmesi gerekmektedir. Aksi halde bunların en başta Türk Devletine, Türk Milletine, Türk Milli Kimliğine, Türk Gençliğine zararları olacaktır.

Ömer Seyfettin;  “İslam adı altında Türk düşmanlığı yapanlardan nefret ediyorum” diye boşuna dememiştir. Onun için gençlerimize İslam ile birlikte Türk Milliyetçiliğini de perçinleyip aşılamalıyız. Yani atalarımızın yaptığı gibi Türk-İslam sentezi ile gençlerimiz yetiştirmeliyiz. Ancak kurtuluş böyle olacaktır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Diğer Yayınlar