Rönesans; Avrupa tarihinde 15. ve 16.yüzyıllarda
bilim, güzel sanatlar ve edebiyat alanındaki gelişmelerin bütününe verilen
tanımdır. Rönesans tabiri ilk defa Batılı Tarihçiler tarafından 1830’da
kullanılmıştır.
“Yeniden Doğuş” tabirinin kullanılması Avrupalı
fikir adamlarının İlk Çağ eserlerini inceleyip yorumlamasıyla ilgilidir.
RÖNESANSIN
SEBEPLERİ
Avrupa, Ortaçağ’da karanlık bir çağ yaşarken İslam Dünyası bilim alanında altın çağını yaşamıştır. Özellikle Abbasiler döneminde kurulan medreseler ve Avrupa’nın ortasında kurulan Endülüs Emevi Medreseleri, Avrupa uygarlığının gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. İslam dünyası, Avrupa’dan yedi asır önce kendi Rönesans’ını gerçekleştirerek ilk çağ eserlerini incelemişlerdir.
Modern matbaacılığın Avrupa’da temellerinin
atılmasından sonra kağıdın da ucuza mal edilmesi Rönesans açısından çok
önemlidir. O dönemde bilimin
yayılmasında tek önemli araç olan kitabın ucuza mal edilmesi ve geniş
halk kitlelerine ulaşması Avrupa’da bilim ve sanatın gelişmesine önemli bir
etken olmuştur.
Özellikle yeni ticaret yollarının bulunması Ortaçağ
boyunca fakir olan Avrupa Kıtasını zenginleştirmiştir. Bu zenginlik bilim ve
sanatın gelişimini de sağlamıştır.
Hümanizm Rönesans’ın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hümanizm sayesinde Avrupalı fikir adamları ilkçağ eserlerini incelediklerinde insana verilen önemi ve değeri görmüşlerdir.
Özelikle Bizans’ın yıkılışından sonra İstanbul’daki
bazı bilginlerin Roma’ya dönmesi de büyük etken olmuştur. Çünkü bu kişiler
İstanbul’dayken İslam Dünyasına yakın oldukları için Avrupa’ya göre daha ileri
düzeyde bir bilgiye sahiptiler. Bu kişilerin Roma’ya gitmeleri Rönesans’ın
İtalya’da başlamasında önemli bir etken olmuştur.
Yine en önemli sebeplerinden birisi İtalya’nın coğrafi konumu; çünkü İtalya, Akdeniz’in ortasında ve bütün Akdeniz’e hakim bir durumdadır. Sicilya Adası vasıtasıyla İslam Uygarlığı ile yakın bir ilgi kurmuş, kültür ve uygarlık bakımından diğer Avrupa ülkelerinden ileri gitmiştir.
Ayrıca İtalya Eski Roma İmparatorluğunun merkezi
topraklarını oluşturdu. Bu imparatorluğun kültür mirasını devralmıştı. Bu
kültürden her zaman faydalanabilecek durumdaydı. Doğu ve Batı Akdeniz ticareti
İtalyan şehir devletlerinin elindeydi. İpek ve Baharat yolarına gelen mallar
İtalyan gemileri tarafından Avrupa’ya taşınırdı. Bu ticaret İtalya şehirlerini
zenginleştirmiştir.
İtalya’ya dini açıdan baktığımızda ise;
Hristiyanların dini Başkanları Papa, Roma’da oturuyordu. Hristiyanlar, Roma’yı
ziyaret etmeyi yarı haç kabul ettiklerinden Roma’ya gelen zengin Hristiyanlar
kiliseye büyük bağışta bulunuyorlardı.
Siyasi birlik açısından bakacak olursak; Şarlman
İmparatorluğunun yıkılmasından beri İtalya’da siyasi bir birlik yoktu. Bir
takım şehir devletleri ortaya çıkmıştı. Bu devletlerde yaşayan insanlar çeşitli
hürriyetlere sahiptiler. Bu da fikir ve sanat hareketlerinin gelişmesini
sağladı.
İtalya’da gelişen Rönesans Hareketleri diğer Avrupa
ülkelerine de yayıldı ve Avrupa bu sayede gelişmeye ve kalkınmaya başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder